Bugun...


Adnan Güllü

facebook-paylas
DOĞA YOK OLUYOR VE YAŞAM ÇEVREMİZ DARALIYOR
Tarih: 23-07-2018 21:11:00 Güncelleme: 23-07-2018 21:11:00


DOĞA YOK OLUYOR VE YAŞAM ÇEVREMİZ DARALIYOR

 

“Çevresinden rahatsız olmayan insandan, ben rahatsız olurum”

 

Değerli okurlar, hemen her gün gazetelerde, internette, televizyonlarda yediden yetmişe herkesi ilgilendiren küresel iklim değişikliği hakkında haberler yayınlanıyor. Bütün bunlara rağmen Türk insanı işin ciddiyetinin farkında olmadığından mı yoksa duyarsızlıktan mı bilmem, buna biraz da sizler karar veriniz. Şu gerçek ki yurdumuzu bu konuda çok ciddi sorunlar beklemekte, hatta beklemekten öte yaşamaktayız. Bende çevremde ki insanlara bu konu hakkında bir şeyler anlatmaya başladığımda çok ilginç bir o kadar da düşündürücü sözcüklerle karşılaşmaktayım.” Boş ver arkadaşım dünyayı sen mi kurtaracaksın v.b.” gibi içi boş sorumsuzluk anlamları yüklü sözcükler beni aşrı şekilde üzmekte. En kötüsü de aydın geçinen vurdumduymazlara kızmaktayım. Ama şunu çok iyi biliyorum ki hiçbir kimse kendini soyutlayarak gerçeklerden kaçamaz ve en önemlisi bilmese de gerçeklerden kaçmaya da gücü yetmez.

Sorun büyük gerçekten. Bu sorun bizi birebir ilgilendiriyor ise biz bu soruna çözüm olmada yardımcı olalım. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki çevre ahlakına sahip her insan, yaşanabilir bir dünyanın kurulmasında ve bunun sürekliliğinin sağlanmasından vicdanen sorumluluk hissetmeli ve gereğini yerine getirmelidir. Onun için bazı bilgileri siz duyarlı insanlara hatırlatmayı görev kabul ediyor ve sizlere sunuyorum

İnsanlarımız eskiden tahıl üretimi tüketimini karşılayamadığı zaman daha fazla tarım arazisi açarak ve daha fazla kuyu kazarak sorun çözülmeye çalışılırdı. Şimdi bu imkansız. Çünkü her şeyi tükettik. 1950’de dünyanın nüfusu 2,5 milyar iken şimdi 6.5 milyarı geçti! İnsanlar daha fazla hayvansal protein tüketmek istiyor, daha fazla tahıl ürünü talep ediyor. Bu taleplere mavi küremiz (dünya) karşılık veremez hale geldi. Uzmanların belirttiğine göre Sıcaklık 1derece yükseldiğinde buğday, pirinç ve mısırda % 10’luk bir verim azalması gözlenmiş. Dünyanın sıcaklığı ise olması gereken değerden 0,7 derece yüksek!   

Mavi küremizdeki yaşamın temellerinden birini teşkil eden suya bakalım:  Dünyanın üçte ikisi su ile kaplı olmasına rağmen susuzluğun artmasında tezatlık görünümü olsa da her şey aslında olağan. Dünyanın %70 civarında su fakat bu oranın nerdeyse % 90’ı tuzlu su.  Geri kalan az miktarda ki kullanabilir su miktarının ise büyük çoğunluğu kutuplarda bulunmaktadır.

Mavi küremizde ki tükenmez zannettiğimiz yenilebilir su miktarına bakalım. Brezilya 8 trilyon 233 milyar metreküp yenilebilir su kaynağı ile dünyada birinci sırada. Brezilya’yı 4 trilyon 507 milyar metreküp ile Rusya, 3 trilyon 51 milyar metreküp ile ABD, 2 trilyon 902 milyar metreküp ile Kanada, 2 trilyon 838 milyar metreküp ile Endonezya, 2 trilyon 830 milyar metreküp ile Çin, 2 trilyon 132 milyar metreküp ile Kolombiya takip ediyor.  Bunun yanı sıra Peru ve Hindistan 2 trilyon metreküpe yakın, Kongo, Venezuela, Bangladeş ve Birmanya (Myanmar)ise 1 trilyon metreküp üzerinde tatlı su kaynağına sahiplerdir. Türkiye’de ise 214 milyar metreküp yıllık tatlı su kaynağı vardır. Bunun 90 milyar metreküpü Fırat ve Dicle nehirlerindedir. Dikkat ederseniz rakamlar ortada tatlı su kaynakları bakımından söylendiği kadar zengin değiliz.

Bir insanın günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli su miktarı BM(Birleşmiş Milletler) tarafında 50 litre olarak hesaplanmış fakat bu durum bazı ülkeler de daha fazla olsa da Güney Afrika ülkelerinde 10 litrenin altına da düşüyor. 

Gelelim Türkiye’mize memleketimizde durum nedir? ATO (Ankara Ticaret Odası) başkanının yayınlamış olduğu rapora göre kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı, yıllık 1642 metreküp ve bu durumun 2030’larda 700 metreküpün altına düşeceği hesaplanıyor. Kısacası günlük kullanabilir su miktarı 2,7 metreküp civarında olacağı görülüyor ki bu miktar bir insanın temizlik, yıkanma, içme, gıdada kullanma işlerinde çok yetersiz kalacaktır.

Durum böyleyken bir yandan kullanılabilir su miktarı azalıyor diğer yandan nüfus artıyor. Ben felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama duyarlı ve sorumlu olmazsak gelecek parlak değil.

    Elbistan ve çevresinde de durum farklı değil, dereler, çaylar, kuyular kurumuş ya da kurumak üzere ve başta iklim olmak üzere bütün ekosistem allak bullak oluyor, hem de herkesin gözü önünde. Kimse kolaycılığa kaçmasın sorun büyük, yönetenler, yönetilenler kısacası herkes bu taşın altına elini koymalıdır, çözüm budur.

Şunu çok iyi bilmeliyiz bu mavi küre bizlere torunlarımızın emanetidir, emanete ihanet etmeyelim.



Bu yazı 1200 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI