Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
5.ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI ŞİİR & MÜZİK FESTİVALİNDE (Kendime Notlar 8)
Tarih: 18-12-2019 22:47:00 Güncelleme: 18-12-2019 22:47:00


İkinci gece nurunu yavaş yavaş sabaha devrederken, yan yana bitişik otellerde kalan misafirlerin dışarıya çıkıp otellerin önünde kendilerini Sadettin Aslan başkanın, şehrül emini olduğu Karaisalı ilçesine götürmeyi bekleyen otobüslere binişleri, sanki baharda buğday başkalarının toprağını yarıp dışarıya çıkarken ki umut ve heyecan kokusunu yayar gibi koku yayıyordu.

Benim gözlerim o güzel kokulu kalabalığın arasında Süleyman Abdulla'yı arıyordu.

Bir gün önce salonda sahneye davet edilişi, geciktiği için kırgınlığını gizlemeyip ismi anons edilmemesine rağmen sahneye çıkarak şiir okumadan konuşma yapıp yağmurlu bir sonbahar havasında salon dışına çıkışını gördüğümde, bende dışarıya çıkarak ayaküstü konuştuğumuz ama daha fazla konuşmak içinde zaman kolladığım Süleyman ağabeyle yolculuk yapmak istiyordum...  

Ardımdan; "Abi biz bu otobüse binelim" diye bir sesin geldiğini duyduğumda, Süleyman ağabeyin beni çağırdığını fark ettim. Hemen konuşmaların en lezzetli yeri olan arka beşliye sağ tarafımda da kıymetli şair Dr. Oktay Shefioğlu beylerle oturduk.

Nedense aklıma, geçmiş yıllarda birlikte yolculuk yaptığım Kardeşim Murat Erturan Bey’in Azerbaycan'ın dünya Türklüğü üzerinde ki etkilerini anlattığı konuşması ve bugünlerde biraz rahatsız olan dualarımız arasında ki, İltimas İsmail ile birlikte; Abdurrahim Karakoç hakkında yaptığımız sohbetlerimi hatırlattı.

Süleyman ağabey ve Oktay beylerle sohbetimiz devam ederken; sonra kendi kendime hep inandığım ve aşağıda ki şekliyle izahlandırdığım;

"Biz Türkler, hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım, kabuk tutmayı becerememiş, dokunulduğun da kanamaya hazır yaraların, mülkiyet sahipleriyiz" sözlerimi Süleyman Ağabeyin, elimi tutup gözlerime baktığında dolu dolu olan gözlerinde ki merhamet bir o kadar da özlem kokan, yanağına süzülmüş damlalarını gizlemeye çalışırken, bir kez daha anlamış oldum...

"Ağabey" dedi, "Ağabey, dün benim komutanım Afqan Hüseynov' un şehadete erdiği günün yıl dönüm idi. Biraz anlatayım sana

"Azerbaycan ulusal hükumet kurular-kurulmaz kendi silahlı kuvvetlerini kurmaya başlamıştı ve cumhurbaşkanının kararı ile Devlet Muhafazasına yeni askerler seçimi yapılıyordu.

Genç askerler aslında Türkiye’de özel eğitim almaya gönderiliyorlardı. Kışa zamanda Muhafız alayı oluşturulmuş ve Afganistan savaşlarına katılmış mayor (albay) Efkan Huseynovu alay komutanı seçmişlerdi.

1992 yılında Karabağda güçlü savaş başlamıştı, ordumuz savaşlarda birçok zaferler kazansa da aynı yılın kasım ayında bazı uğursuzluklar yaşanmaya başlanmıştı...

Qubadlı-Laçın ilçesinde uğursuzlukların karşılığının alınması için Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibeyin karar emri ile Cumhurbaşkanlığının muhafız hizmeti askerleri 29 Kasımda oraya gönderilmişti. Ermeniler Qubadlı ilçesinin Muradhanlı köyüne kadar ilerlemiş, köyün yarısını işgal etmişlerdi.

Askerler yeniden savaşa başlamış ve bir kaç saatte 3,4 Ermeni'yi etkisiz hale getirmişlerdi,

Anlattığımız savaş zamanı Albay Efkan Huseynov büyük başarılar göstermişti. Savaşın sonlarına yakın Ermeni keskin nişancısı tarafından alnından vurularak şehit oldu

Ne yazık ki ben orada savaşta değildim, ağabey keşke bende orda olsaydım, 01.11.92 tarihinde alay komutanımızı ve diğer şehitlerimizi defin ettikten sonra Laçın-Qubadlı savaş bölgesine gönderildim. Benden önceki iletişim gurubu komutanının psikolojik sorunları oluşmuştu ve çabuk yerine birinin geçmesi gerekiyordu. Onun yerine geçmek için savaş bölgesine gittim.

Daha sonra bir kaç başarılı savaşlarımız oldu ve birçok köyleri Ermenilerden tekrar aldık,

Ne yazık ki, daha sonra aldığımız bu köylerin muhafazasını sağlayamadık. Efkan Hüseynova ölümünden sonra Azerbaycan’ın "Milli Kahramanı" adı verildi, şehit olduktan sonra bir kız çocuğu doğdu. Mezarı Baküde "Şehitler Xiyabanı "isimli şehit mezarlığındadır. Biz her yıl 1 Kasımda onun ve diğer şehit kardeşlerimizin mezarını ziyaret ediyor uçmağa varan ruhuna dualar salıp hatıralarını canlı tutuyoruz

 Ben, bunu yıllardır hiç aksatmadım ama bu yıl sizlerle görüşme programı hâsıl olduğunda, gelip gelmemekle kararsız kalsam da Adana'da olmak sizlerle birlikte olmak isteğim ağır bastığı için buraya yanınıza geldim ama hep bir yanım eksikti."

"İstedim ki bu gece çıkıp biraz ondan bahsedeyim, yoksa şiir okumak falan umurumda bile değildi" diyor. Bakmayın sizin onun bana abi demesine, benden büyüktür, abi sözcüğü onun konuşmasına yansımış bir saygı şeklidir."

Sonra konuşmaya devam edip, "Ağabey dedi, biliyor musun? Biz sizin gönderdiğiniz askeri elbiseler ile savaştık, hatta elbiselerin bazıları bize gelmeden önce, Türkiye'de ki askerlerin giyilmiş oldukları elbiselerdi.

Dün Azerbaycan'ın zorda olduğunu bilen, Enver Paşa'ya, kardeşi Nuri Paşa'yı bizlere yardıma gönderten ruh ne ise, o günde bizim giydiğimiz elbiselerde ki ruh o idi diye düşünüp, sizlerin bizlerle olduğunu hissederek yüreğimizi de ayaklarımız, ellerimiz bedenlerimizle birlikte ısıttık" diyerek, içinde "Ne Mutlu Türküm “diye mırıldanıyordu.  Bir yandan da savaş döneminde ki resimlerini de göstererek:

 "Evet, resimlerde ki elbiseler 90' lı yıllarda bizim giydiğimiz elbiselere benziyordu. Bilmem ki 1994 yılında yeşil üniformalarımızı değişip, mavi renkli üniformalar giymeye başladığımızda Türkiye'de, bizlerden de gönüllülük esasına göre yetkililer üniformalarımızı istemişlerdi önceleri hatırası var diye vermek istemesem de; Azerbaycan'a gidecek, orda havalar soğuk askerlerimiz giyecek denildiğinde, bir Sarıkamış yaşamış milletin evladı olarak bende elbiselerimi göndermiştim..."

 Süleyman ağabeyle konuştukça, binlerce şükür geçiyordu içimden. O dönemin Azerbaycan ve Türkiye yönetici ve bürokratlarına da dualar göndererek, şükür ediyordum bu günümüze binlerce şükür...

Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 3395 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI