Marşlar okunuyor, bayraklar sallanıyordu. Bir yandan gözlerimin gözlerine takıldığı Tebriz'li Somaye
Hanımın burukluğu yüreğimi acıtıyor, sineme sarıp sarmalamak istiyordum. Tuttum elini tuttum ve dedim ki;
"Sıkma canını bir gün sizde bayraklarınızı özgürce sallayacak, Tebriz'in göbeğinde ‘Ne Mutlu Türk'üm’ diye haykırarak hep birlikte el ele marşlar okuyacaksınız. Şimdi lütfen gül artık at üzerindeki burukluğu, bak hem de burada sallanan Albayrak, Gökbayrak, üç renkli bayrak ve diğer tüm bayraklar benim, senin hepimizin değil mi bak hep birlikte değil miyiz?"
Baktı, öylece daldı bayraklarımızın nazla süzülüşüne. Sonra yutkundu, yutkundu, bir damla gözyaşı süzüldü yanaklarından. Dediği anlarda tanımıştım. Seher hanımı, bin bir teselli sunduğu Somaye hanıma. Kendi suratının güneşin ufuk çizgisine kayarak geliş açısını azaltıp, yavaş yavaş gökyüzünü karartması gibi geceyi yaşıyor olmasını da fark edemediği suratına bakıp ayrılmıştım öylece yanlarından..
Bugün Hüseyn Nazım ile Atatürk büstünün altında sohbet ederken karşılaştım tekrar. Her şey değişmiş sanki bugün güneş Karaisalı’yı bu güzellerin gözleriyle aydınlatıyordu.
"Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım "
Mevlana'nın bu anlamlı sözünü der gibi yüzleri gülüyor, sözleri gülüyor, gözleri gülüyordu. Belki de;
"Tüm dertler bittiginde
Direncin de bitecek.
Agaclara, kuşlara
Söyləncin də bitəcək.
O zaman
Mektublar ismini
Aynalar yüzünü unuttuğunda
Sevgi şiirine benzeyen ilkbaharı
Ruhun okumayacak.
Ayrılıq gününü anlatmayacaq sonbahar
Kış ölüm kokmayacak.
Göklerden bıktıkca ruhun
Yıllar keçdikce ölümünden
Bir zaman sevmediğin hayatı
Delice sevmek keçecek gönlündən..."
Şiirinde de değindiği gibi bitirip dününü, bugün yeniden resetlemişti hayatı.
Azerbaycan Devlet Pedoqoji Universitesi mezunu. Azerbaycan Yazıcılar birliği üyesi aynı zamanda öğretmen olan şair, yazar gazeteci ve TV programcısı Seher Ehmed..
"Gözlərime bak", "Ruhun nefesi", "Görüşmeyene dek", "kalbimin sokakları", "Həyatın tekrar neşri" kitapları ile de son dönem Azerbaycan edebiyatının gözde isimlerinden üç çocuk annesi başta kendi ülkesi ve Türkiye'de olmak üzere birçok uluslararası ödüllerin sahibi Seher Ehmed ile konuşup resimler çekilmeye başladığımızda...
Yantaraftan gelen "Necibe hanım!" sesleriyle irkilip, sesin geldiği noktaya doğru döndüğümüzde; Necibe hanımın rahatsız olduğunu fark ettik. Necibe hanım geçen yılda festivalin son gününde böyle bir rahatsızlık geçirdiğini bildiğimiz için,"Galiba tansiyondur" diye düşünüp, yardım etmek için yanına vardığımızda, kafilenin doktoru Dr Oktay Shefioğlu bey ve Someye hanım, çoktan yardımına koşmuşlardı. Müdahalesi yapılmış, biraz rahatlamıştı.
İlk aklıma gelen; geçen yıl bu durumu yaşadığınızda ki Dr .Refiqe Abbasova(Qasımqızı) hanımın fedakârca koşuşturması oldu. Necibe hanım festivalin Azerbaycan heyetinin yetkililerinden olup, kitap tanım ve organize işleriyle uğraşan, şair, yazar gazeteci müthiş bir enerji deposur. Hele tur otobüsünde ki söylenen şarkılara eşlik edişi, dar alandaki kıvrak folklorik oyunlarını da gördükten sonra galiba nazara denk geldi diye geçirdim içimden. "Nazardır nazar geçmiş olsun Necibe Ilkin...."
Cahit GÜNAY Şair & Yazar Gönül Elçisi