Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
5. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI ŞİİR VE MÜZİK FESTİVALİNDEN GERİYE KALANLAR (Kendime Notlar 13)
Tarih: 22-01-2020 21:47:00 Güncelleme: 22-01-2020 21:47:00


Karaisalı Meydanı ve şehir merkezinde kısa bir nefeslenme sürecinden hemen sonra, tarihi ve turistik yerleri gezmeye kaldığımız yerden devam etmek için otobüslere binerken önceden gelerek koltuğuna oturmuş olan Somaya hanımla göz göze geldik.

Hararetli bir şekilde konuşuyordu telefonun ucundaki sonradan öğrendiğim Tractor Sporlu futbolcu Araz'la.

 "Cahit Bey! Cahit Bey! Tractor sporu bilir misin?" dedi. “Nasıl bilmem 70 bin kişilik statta 80 bin kişiyle ‘Ne mutlu Türk'üm diyene’ diye haykıran Türk takımını. Ayrıca ben bir Tractor spor taraftarıyım” dedikten sonra, “Bizim çocukların bugün önemli bir maçı var” diyerek telefonunu kulağıma uzattı.

"Ben Araz" dedi, "Ağabey Araz, birazdan önemli bir maçımız var ve sahaya sizin için de çıkacağız, sizi ve barış pınarı harekâtını destekliyoruz gönlümüz sizinle, asker selamı vereceğiz. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diye haykırdı, çok duygulanmıştım. Tractor spor futbolcusunun bu davranışında, Başarılar dileyip, teşekkür ederek ayrıldım Somaya hanımın yanından.

Onu 2018 yılında ki Karaisalı kanyon gezisi sırasında, herkesin anı ölümsüzleştirmek için birlikte fotoğraf çektirmek istemelerine rağmen en az yüz kişi olan gurubun toparlanmasının cidden çok zor olduğu bir ortamda elini yukarıya kaldırarak, bildiği tüm Türk dilleri ile heybetli bir şekilde;

 "Kardeşim; Güya Turan, güya birlikte devlet, burada şekil(resim) çektirmek için bile birlik olamayanların Turan hayallerine gülerim yazık çok yazık" dedikten hemen sonra, herkesin dağın eteğinde Emrah'ın kamerasının karşına hilâl seklinde dizilişine şahitlik ettiğim zamanlarda tanımıştım.

Kendi kendime içimden geçirdiklerimi yanımda bulunan arkadaşlarında duyabileceği şekilde: "Türk'ün dağınıklığı, lideri görünceye kadardır" dedim. Oğuz'da; "Ne Kürşad, ne de Tomris biter. Hoş geldin Tomris Kağan, sizi tanımak çok güzeldi" diye kendisiyle duygularımı paylaşıp, bu anın benim için festivalin en özel anlarından biri olduğunu ifade etmiştim.

İşte bu festivalde geçmişte böyle bir ruh haliyle yaşadığımız,  dostluğumuzu daha da ilerlettiğimiz Somaya hanım; belirgin Türk tipi denilen baş bağlama şekli ve naif yapısı ile Atatürkçü olduğu bilinen çağdaş, ilerici, özgüveni Yüksek Gazetecilik Fakültesi mezunu ve şu sıralar ikinci fakültesi olan hukuk bölümünü bitirme çabasında. Kendini devamlı yenileyerek geliştiren bütün Türk dillerine aşina ve iletişim kurmaktan zorluk çekmeyen Turancı bir Atatürk kızı olarak okuduğu şiirlerle dikkat çekti.

 

"Bir şiir başlıyorum dertsiz kedersiz

Sevgi ile beslenip tüm kelimeleri

Sağında özgürlük solunda umut

Bakalım yaşatacak bize neleri

 

Şiirime dayaktır koca şehriyar

Pay vermiş dünyaya sevinci, şeni

Yaşam penceresi nazım hikmettir

Gurbete salmarız ramiz rövşeni

 

Biz dede korkutun evlatlarıyız

Bizim bizden başka yoktur kimsemiz

Tarihin varlığı tarihin adı

Kerkük’le Ankara, Bakü’yle Tebriz

 

Birçok savaştan da baş uca çıktık

Adımız dünyaya korku salıptır

Ama hayıf ola Karabağ’ımız

Atalı, analı yetim kalıptır

 

Nerede ana tümrüs? Nerde Atatürk?

İzleyin tarihin duraklarını

Çağırın soyumu, gelsin vatanın

Yâd elden kurtarsın topraklarını

 

Maşrute yiğidi uyumamıştır

Çanakkale çökmez ayakta kalır

Her kimse ters gözle baksa anama

Yeniden doğrular barış pınarı

 

Sonuna varmışım şiirin ama

Özgürlük bayrağı esiyor sözde

Sizlere Tebriz’den getirdiğim pay

Tebriz’in özüdür bakın, gözümde"

Diyerek mağrur bir şekilde Asker selamı verip sahneden inerken, zamana şahitlik eden herkes, Somaya hanımın çakmak çakmak umut olan gözlerinde Tebriz'i görmeye başlamıştı bile. Yanı başımızda ki günlük yaşamsal iletişim dilinde, Azerbaycan Türkçesini kullanan Tebriz, bana göre Azerbaycan ve Türkiye'den bir insan oluştursanız bunun hangisi bedeni, hangisi kafası olur bilmem ama kalbini mutlaka Tebriz oluştururdu.

Yine Somaya hanımın gözlerine bakarken; İran’ın en büyük dördüncü şehri Tebriz, iki milyona yaklaşan nüfusu ve dört mevsimi yaşayabilen özelliği ile birlikte, tarihi baharat yolu üzerinde kurulu bir şehir olmasından ötürü, birçok medeniyetin kültürün merkezi olmuştur. Şehirde yaşanan büyük depremlerde birçok tarihi eseri kaybetse de, şehrin buram buram Türk kokan UNESCO tarafından korunması gereken dünya kültürel mirası listesinde yer alan, Uzun Hasan imzalı dünyanın en büyük kapalı çarşısı konumundaki ‘Tebriz’in Kapalı Çarşısı’ Göy Meçit’in(gök mescit) ve etrafında yapılan arkeolojik kazılarda günümüzden 4000 yıl öncesine ait tarihi mezarlıklar ve uygarlık göstergesi çanak çömlek ve yaşamsal kalıntıları..

   Son olarak büyük şair üstat Mehmet Hüseyin Şehriyar’ında buraya defin edilmesi ile eski zamanlarda yaşamış 420 şair, yazar ve edibin anısına yapılan anıt mezar(Megberatül Şuera) ismiyle tarihin en derin sessizliklerindeki ses ve üstadın kendi sesinden devamlı olarak kulakları çınlatan Hayder Baba manzumesini hissetmek mümkündür gibi şeyler söyledi bana, (Somaya'nın gözleri)

Sahneden indikten hemen sonra kutladığım Somaya Hanım, “Tractor spor kayıp etti 2-1 utuzduk ama bizim çocuklar hep birlikte esker selamı verdiler” dedi. Bende “Öyleyse Somaya sıkma canını biz uttuk dedim, biz uttuk.”

Ayrıca şairler kenti Tebriz'e  "TƏBRİZİM" isimli şiiri ile bir selamda Azerbaycan’dan can dostum kardeşim eğitici şair Xalidə Nuray hanım gönderdi.

 

 TƏBRİZİM

Türkmənçay imzası böldü tifağı,

Bölündü ikiyə Vətən torpağı,

Çəkdi sinəsinə doğma yurd dağı,

Sağalmaz yaralı oldu Təbrizim.

 

Arazla vurdular qandal qoluna,

Qəriblik çəkdilər doğma yoluna,

Vətəni itirən dözərmi buna,

Dilimdən asılı qaldı Təbrizim.

 

 Haqqı, həqiqəti qəmə büküldü,

Azadlıq yoluna qanı töküldü,

Neçə mərd oğullar dara çəkildi,

Fəryadı göyləri aldı Təbrizim.

 

Boğdu Şəhriyarın ana dilini,

Viranə eylədi doğma elini,

Saxlaya bilmədi namərd əlini,

Düşgün xəyallara daldı Təbrizim.

 

Baxıram Təbrizə necə həsrətlə,

Bağlıyam mən ona sözlə, hikmətlə,

Oyan ey türk xalqım, oyan qeyrətlə,

Gözləri qan yaşla doldu Təbrizim!

 

Xalidə səslənir doğma elinə,

Vətəni veribdilər yağı əlinə,

Haydı igidlərim kəhər belinə,

Novrağı qürbətdə soldu Təbrizim!

Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 3662 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI