Yine barut kokuyordu sokaklar. Yine çocuklar hayallerini gözyaşlarına saklamışçasına bir bir kayıp ediyorlardı. Köhnemiş raflara saklanmış anaların umutları, gidip de dönmeyen yavrularının ardından mağlubiyete kilitlenmiş çaresizliklerine gözleri kan damıtıyor, binlerce dua salıyorlardı teslim oldukları Rablarına,

   Türk topraklarında, yaşanılan mezalim karşısında adeta dünya kör, dünya yine sağırdı. “Yumruklarım memleket kadar büyük” diyen Antepli Şahin Bey gibi kısıtlı imkânları ile yüzlerce Azerbaycan'da yaşayan Türk çocukları, mevcut olan mesleklerini de bırakarak, kırk yıllık askeri nefer gibi teşkilatlanıp, atalarını, çocuklarını, topraklarını müdafaa ederken, adeta susamışçasına şehadete koşuyorlardı...

İşte bu kahramanlardan biriside 1960 yılında asker bir ailenin çocuğu olarak Astrahan vilayetinde dünyaya gelen, 1983 yılında tıp fakültesini bitirerek üç yıl bölgede doktorluk yapan Çingiz Mustafayev'dir. Mustafayev genç yaşta kendi oluşturup, Türk gençlerini teşkilatlandırdığı “Cengi”

Birliği ile kısa sürede milletine güven verirken, gençler arasında kahraman bir lider olmayı başarmıştı. Ayrıca bu oluşum, Sovyetler Birliği'nde başlayan yenileşme sürecinin Azerbaycan'da teşekkül eden ilk tezahürüydü.

1999 yılının 20 Ocak'ında Sovyet ordusunun Bakü'de Türklere karşı uyguladığı şiddetin büyüklüğünü kameraya alıp, onu dünya gündemine getirme arzusu, Çingiz'in 1991 yılında gazeteci kimliği ile tanınmasına sebep oldu.

Ermenilerin Karabağa saldırmasından sonra, bulunduğu yeri terk ederek hızlıca Karabağa geçen, Çingiz Mustafayev orda yaşanılan mezalimi çalıştığı devlet televizyonuna, anbean kayıt edip, yaralı asker ve sivil halkla yaptığı röportajları, ABD başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde yayın yapan, televizyon kanallarına ulaştırıp görüntüleri yayınlatmayı başardı. Ancak Sovyet Döneminde ki devlet televizyonunda var olan sansür ve baskı onu kendi haberlerini derleyeceği, özerk bir haber stüdyosu kurmaya itti. Çingiz her ne kadar bu süreçle tanınmış olsa da onu dünya, Ermeni askerlerinin Hocalı'da gerçekleştirdiği katliamın görüntülerini dünya kamuoyuna sunup, Ermenilerin imajını yerle bir etmesi ile gerçek manada tanınmış oldu.

   Çingiz, cephede sadece savaş muhabiri değil, ayrıca askerin yanında savaşçı bir komutan, yaralıların imdadına koşan doktordu. O, o kadar yoğun yaşıyordu ki zamanı, kendi duygularını yaşamaya fırsat bile bulamıyordu.

İşte cephelerde yıldız gibi doğup, kahramanca başlayan bir hayat yine öyle bir şekilde, 15 Haziran 1992 tarihinde Hocalı şehrinin Nahçıvanlı köyünde Azerbaycanlı ve Ermeni askerler arasında çıkan çatışma sırasında, çatışmayı görüntülerken, yaralanmasına rağmen kamerasını elinde bırakmayarak. Belki de dünyada kendi şehadetini kendi kamerasına kaydedip, son sözleri ile "ÖLDÜM" diyerek haber yapan ilk gazeteci, ilk komutan, ilk doktor olarak sonsuzluğa uçuyordu…

KURT KAYALAR ÖLEMEZ

Hasan Tahsin

Cengiz Akyıldız

Mübariz ibrahimov

Veliyev Yusif yaqupoğlu

Feti Sekin

Kemal Özdoğan

Ismayılov Ismayıl

Ve binlerce yiğit Türk çocuğu gibi.

ölümü öldürerek .

Turan’ın çocukları Günay'ın gardaşıdır.

Dağı, gölü, denizi gönülden sırdaşıdır,

Kırk çeriye baş olsa dayandığı başıdır,

"Koç Yiğitler ölemez" Turan’ ı kuracaklar.

Türk’e kefen biçenden hesabı soracaklar.

Cahit GÜNAY