Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
KARABAĞ'IN KIZLARININ GÖZÜNDE KARABAĞ (Karabağ'ın Kızları 4)
Tarih: 10-11-2020 21:31:00 Güncelleme: 17-11-2020 21:57:00


 

-Sevgili Aysel hanım, Şiir, Edebiyat basın yayın gazete gibi halka direk uzanan kanallar ile başta Azerbaycan, olmak üzere Dünya Türklüğünün sesi soluğu olmaya çalışırken, bir yandanda Azerbaycan'ın son dönem Abulfaz Elçibey ve Mehmed Emin Resulzade geleneğinden gelen siyasetçilerden biri olarakta göze carpıyorsunuz. Bütün bunları bir kadın olarak göğüslemek başarmak zor olmuyor mu?
      Önce Resulzade geleneğine bağlı olduğumu göre bildiğiniz için teşekkürlerimi sunarım. Ben kendimi siyasetçi olarak görmüyorum, Cahit bey. Ben yazarım. Bir vatandaş, insan, kadın hakları savunucusuyum. Ülkemde baş veren olaylar iyi ya da kötü olsun beni de ilgilendiriyor. Ülkemi her zaman bağımsız, toprakları hür, insanları özgür ve demokrasiye sadık bir biçimde görmek istiyorum. Tüm çabalarımız bunun için. Bu konular yalnız siyasilerin değil, tüm vatandaşların çözmeli olduğu problemlerdi.

      Bu zorluklara göğüs geren idealist Türk kızı kendini nasıl tanımlar?
Gündem Haber gazetesi okuyucular için açıklayınız, lütfen.
     Kimdir Aysel Aydin Alizade?

Aysel Aydın insani degerleri savunan yazıçı, Adalete, sevgiye, özgürlüğün barış getireceğine inanan birisidir.

     Karabağ'da müthiş bir savaş oluyor ve ben başta Ali baş komutan olmak üzere ordu ve milletin birlikteliğini görünce çok mutlu oluyorum....
Sizce savaşın şuana kadar olan stratejisi nasıl, başarılı buluyormusunuz?

     Bunu savaş üzerine çalışan ekspertlər daha iyi deyerlendirer. Şu ana kadar harp bilginlerine göre stratejisi, taktiyi çok doğru ve başarılı olan bir yol aldık. Gerçek halk birliği, güçlü ordusu, sadık muttefikleri olan devlet sarsılamaz. Karabağ bizim için bir toprak olmakdan ziyade hem de bir simbol: birlik, qurur, bütünleşme. Karabağ itkisi Azerbaycan insanında bir travma gibi yaşamaktaydı. Biz şu an bu travmadan kurtuluyoruz. Bu bizim hem de ulusal hukuki hakkımız.

Savaşın tüm olarak anlamına gelince, kadınlar savaşı sevmezler. Biz barışdan yanayız. Şimdi çok zor bir dönemden geçiyoruz. Bir tarafta dövletin, toplumun onuru söz konusu, her daim puskuda durup senden yeni topraklar işqal etmek üzerinde kafa yoran, seni kendine ebedi duşman ilan eden komşun, diger tarafta verdiyin itkiler, şehitler, gencecik can kayıpları. Çok zor. Geri alınan topraklaramı sevinelim, verdiğimiz kurbanların acısınımı yaşayalım, bilemiyoruz.

Surya ve Mısırın İsraile saldıracağı haberini o dönemdeki baş bakan hanım Qolda Meirə iletirler. İsrail Savunma bakanı bu pilanı önlemek istiyor. İlk darbeyi biz indirelim diyor. Meir izin vermiyor. “İlk saldırıyı biz yapsak, tüm dünya bizi aqresor olarak değerlendirer” diyor. İsrail o savaşda büyük insan kaybı veriyor, itkileri çok fazla oluyor. Qolda Meir ölene kadar kendini affetmiyor. “Ben ilk saldırı kararı alsaydım savaşdan daha az kayıpla çıka bilirdik, ” diyor.
Şimdi hanım Meiri daha iyi anlıyorum. Bu bir devlet adamı için çok büyük sorumluluk. Üstelik, bir kadın, bir anne bunu her kesten daha derin, daha ciddi hiss eder.

    -Ben şahsen başarılı buluyor, bu başarının ardında yatan gerçeklerden birinin de, büyük devlet adamı Elçibey olduğunu düşünüyorum, şöyleki eğer Elçibey Azerbaycan'da kalıp müzmin bir muhalefet yapsa, bugün bu halkın belkide tek parça olmasının, önüne geçmiş olacaktı, Türkiye ye gelerek iktidarın önünü açıp, devletin güçlenmesini sağlamış olamaz mı? Bugün ki geldiğimiz noktada Ali başkanın başarılı olduğu kadar bu başarıda, Elçibey'in de büyük katkısının olduğunu. düşünüyorum.

      Elçibeyin bizim milli kimliyimizi anlamamızda, dövletçi tefekkürümüzün formalaşmasında, dünyavi düşüncemizin oluşmasında çok önemli rolu var. Elçibey bir dürüstlük örneyi idi. Devletini, vatandaşını kimseye satmayan büyük bir şahsiyet, devlet adamı idi. Onun Haydar Aliyevle siyasi çatışmaları etik normaları geçmezdi. Onlar en zor zamanlarda bir-birine destek sergilemeyi de bilirdi, medeni muhalifliyi de. Onların bir-birinə siyasi atmacaları o qədər üst səviyyədə, intellektual idi ki, bu, uzun-uzun araşdırılacaq, siyasi ədəbiyyata salınacaq mövzulardı. Reportajlarının birində “Ben Haydar Aliyevin ayağını Moskva, Tehran çoçuklarına vermem” demesi gibi mesela.

      -Karabağ denince ne hissediyorsun?
       -Karabağ ile ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?

Dediyim gibi, Karabağ bir ideolojidir artık. Karabağla bağlı ne yazık ki bir hatıramın olmasına ermeni işğalı izin vermedi. Ben hiç orada olamadım, İlk Karabağ savaşı başladıkda küçükdüm. Karabağ benim için yüzbinlerle mecburi göçkün, şehid aileləri, şehid mezarlıkları, yıllar boyu ülkemin tam da yüreyinin ortasında bir yara, mahallemize göç eden karabağlı çoçukların gözlerinde gördüğüm, korku ve acıdır. “Karabağı görmeden ölmek istemiyorum” deyib de bu dünyadan giden, arzusu yüreyinde kalarak ölen neçe - neçe nesil demekdir.
       -Sizin için Türkiye ne anlama geliyor?

        Türkiye ikinci vatan, kardeşlik, güzelliyi tesvire gelmez bir memlekettir. Tarihini, edebiyatını, musikisini severek okuyup öğrendiğimiz, her gelişimizde kendimizi evimizde hiss etdiğimiz doğma yurttur. Türkiye ile ilgili Elçibey deyir, "ora bizim vatan, küsmeriz ne olsa da, çün insan vatanından küsgün olamaz!". Bu terbiyeni menimsemiş bir nesil yetişmiş Azerbaycanda. Atatürkü seven, önderi bilen, tarihini öyrenen, devlet, vatan nedir bilen insanlar bu gün Karabağ savaşında toprağının özgürlüğü için süngünün üzerine yürüyor.
           -Ben sizin gelecek yıllarda Azerbaycan siyasetinin çok fazla içerisinde olacağınıza inanlardanım. Birgün istediğiniz, kendinizi bizim beklediğimiz yerde bulursanız en büyük hayaliniz ne?

            Demokrasi! Kadınların ezilmediği, erkeklerin adaletli olduğu, kanunun saat gibu çalışdığı bir memleketin formalaşması için elimden ne gelirse onu yaparım. Ülkelerinin bağımsızlığı için insan vuruşur, çarpışır, şehid olur. Amacları ülkenin hürrieti ile vatandaşın özgürlüğüne ulaşmaktır. Ata-analarımız Azerbaycana bağımsızlıq getirdi, bizim nesil toprak bütövlüyünü berqarar etmek üzere. Ardınca vatandaşın hür, mutlu, demokrasi ile yaşaması geliyor. Tüm çabalar aslında son amaca çatmak, vatandaşı özgür, insanları xoşbex, egemen bir ülke olmak.

        -Bize bir Karabağ ilinin dününü bugününü işgalini anlatmak istermisiniz....

Karabağ artık işğalde değildir. Bir gün size Karabağın nasıl dünyanın en güzel turistik merkez olmasını anlatmak isterim. Devetlim olarak o kutsal topraklarda gezeriz. Karabağ bizim için her zaman and yeri olub, onun için o toprakları işğal ederek Rusya bizi cezalandırarak ermenilere vermişdi. Bu o zamanlar baş verdi ki, Azerbaycan halkı birgelikdeydi, qururla özgürlük istiyordu. Halkımızın bu isteyini gözünde bırakmak için bu işqal yapıldı. Türk birliyinin oluşması, Elçibey, Resulzade, Atatürk ilkelerine sarılan bir topluma ceza olaraq and yeri elinden alındı ve qururuna dokunuldu. Bu bizde onun için travma koydu. Bu gün biz topraklarımızı işqalden kendimizi ise cezadan kurtarıyoruz.
      - İnşallah, on kitap yazarı Aysel Aydin Alizade hanıma, bize kıymetli vakitlerini ayrıldığı için çok teşekkür ediyor, bütün hayatında başarı ve mutluluklar diliyorum.

 

Cahit Günay Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 3311 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI