Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
KARABAĞLI KIZLARIN GÖZÜNDE KARABAĞ (Karabağ'ın Kızları 15)
Tarih: 10-02-2021 21:24:00 Güncelleme: 10-02-2021 21:24:00


Bugün ki sayfamızın konuğu Bakü Slavyan Üniversiteli mezunu gazeteci yazar ve şair Sahibə Rəşid.

      -Sevgili Sahibə hanım, birinci Karabağ savaşında kaç yaşında idiniz ve savaşın sizde bıraktığı izlenimleri bizlerle paylaşmak ister misiniz?

   - “Cahit Bey; Bizler, yani bizim nesil savaşla, savaş kitapları okuma dönemlerimizde yüzleştik.

Ve anladık ki Cengiz Aymatov'un da dediği gibi savaş insanları sadece öldürmüyor bunun en yakın tanıkları, işte bizim devrin çocukları. Kayıp yılların sahipleri. -Ben o zamanlar savaşın kirli yüzü ile yüzleştiğimde 16 yaşında genç ergen bir kız idim. Kötü idi, çok kötü Rabbim kimseye savaş yaşatmasın inşallah.”

- Sahibə hanım sizce vatan nedir?

 - “Cahit Bey; dünyanın neresine giderseniz gidin insanın vatanı kadar güzel bir yer yoktur. Yurt insanın kendi kimliğinin kazındığı mühür gibidir. Yurdu olmayanın aslında bir kendi öz kimliği de yoktur. Evrenin içerisinde Koca bir hiçtir anlayacağınız.

  Cahit Bey Azerbaycan bütün Türk milletinin ortak karakteristik özelliği olan misafirperverliği ile bilinirdi, biz Karabağlılar çok konuk severdik, şimdi düşünsenize o insanlar kendi yurtlarında perem perem oldular. Boş verin onların konuk ağırlayacak durumlarını kendileri bile sığmadı yurtlarına. Çoğu yaşlı anne, baba ve dedelerimiz bu dertleri ile ebediyete intikal ettiler.

     Cahit Bey, Ben kendi yaşadıklarımı yazmaktan utanıyor hayâ ediyorum, çünkü yüzlerce şehit vermiş öylesine işkence çekmiş ailelerin hayatını bilerek, bende şunları yaşadım demek bana çok ağır geliyor.

Benim gazetecilik yaptığım yıllarda şehit ve gazilerimizin hayatlarını yazıyordum o dönemler öylesine acılara şahitlik ettim ki bunların izahı bile mümkünsüzdür.

Mesela benim eşimin, Rzayev Mirze Əli oğlu isimli amcası, Aqdamın Yusifcanli köyünü Ermeniler ele geçirdiklerinde onlara esir düşmüştü. Amca yaşlı başlı insan önce Ermenilerden gizlenmek istemiş, sonra görmüş ki, bir genç kadını Ermeniler esir almış işkence yapıp zorla götürüyorlar. Amca olduğu yerde duramayıp çıkmış ortaya ve O amcayı da alıp götürmüşler genç hanımla birlikte.

Birkaç ay sonrada çocukları para ödeyerek Ermenilerin ellerinden almışlar babalarını, Amca ilk günlerde başına gelenleri anlatsa da sonraları anlatamadı sanki her anlattığı cümlenin içinde kendisi yaşadığı zulmü tekrar tekrar yaşıyordu.”

- Sahibə hanım bugün ki geldiğimiz noktayı nasıl değerlendirir ve bir dilek tutma hakkınız olsa idi bunu ne için kullanırsınız?

- “Rabbime, bizleri bu günleri gösterdiği için binlerce şükür ediyorum ve keşke dediğiniz gibi bir dilek tutma hakkım olsa ve bunun kabul olacağını bilse idim.

Allah'ım ne olur kaldır şu bizim kefensiz şehitlerimizi uyansınlar ve el ele tutuşup onlarla birlikte Karabağ'a girelim ve onların bu kahramanlıklarını anneleri babalarının da görmesini umut eder, Karabağ'ın dağlarında kırk gün kırk gece toy yapmak isterdim.”

-Sahibə hanım bugün bir şiir yazsa idiniz dünyaya nasıl haykırmak isterdiniz?

 - “Cahit Bey, Ataları bir kar kış kıyamette koşmuşlardı şehadete, çocukları da yine bir kar kışta koştular vatanlarına ve çocuklarının gelecekleri için girdiler kan kokan barut kokan ve ana sütleri gibi helal topraklarına...

Ve şimdi İlk kar düştü bizim yüreğimize onların üstüne...

 

"Şəhidliyin qıs cağıdı,

Čağın mübarək Şəhidim,

Ilk qarın da dünən yağdı,

Qarın mübarək Şəhidim.

Sübhə qədər isinmədi

Ananin qəlbi göynədi,

"Görən məzarında balam

üşüyürmü indi ?" - dedi...

Sənsiz qalan xanımın da,

gözləri pəncərədəydi.

Sazaq cırpdıqca qapını

diksinirdi,

Ürəyi səksəkədəydi.

Övladlarin-

"gələcəkdir ata "-deyir,

Yoxluğunu qəbul etmir,

ümudləri hələ bitmir...

Dünyanın qaydası budur

Hər şey itir ümüd itmir..."

 

-Sahibə hanım, şiiriniz öylesine etkileyici ki yüreğim acıdı. iyi ki varsınız ve milletimin iyi ki sizin gibi bir vatan perver kadınını daha tanıdık.

- “Cahit Bey, ben teşekkür ediyorum, gerçekten öylesine fedakâr bir çalışma yapıyorsunuz ki bizlerin Türk olduğunun gururunu en kılcal damarlarımıza kadar hissettiriyorsunuz. "Ne mutlu Türküm diyene" Başta siz olmak üzere tüm Elbistan Gündem Haber Gazetesinin yayın ve yönetim kuruluna teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.”

-Biz teşekkür ediyoruz efendim kıymetli vaktinizi ve yaşadıklarınızı bizimle paylaştığınız için.

Cahit Günay Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 3798 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI