O GECE
Ufukta gelirken bize son fasıl
Senden sakladığım bir şey var asıl
Nasıl anlatayım bilmem ki nasıl
Sözlerin o gece beni yakmıştı
Hüzzamı ekleyip gönül diline
Bağladım ömrümü saçın teline
Çiçekler verdiğim narin eline
Annenler o gece kına yakmıştı
Cemalin hüzünlü bakışın donuk
Gitmeyi unutmuş belli ki konuk
Yaktığın ateşi sansam da sönük
Resmini o gece alıp yakmıştı
Sormaya korkarken halin ne diye
Belki de bu acı ondan hediye
Deliren umudum yar diye diye
Dilime o gece seni takmıştı
Yakamoz denizi öpüp yalarken
Balıklar kıyıda düşe dalarken
Avcılar oltayla ömür çalarken
Martılar o gece bize bakmıştı
Faydası olmuyor oğlun ve kızın
Bir ömür geçti de geçmedi sızın
Günay'a düşmanca gülen albızın
Çağlardan o gece çağa akmıştı
Cahit GÜNAY
ÇAL DÜĞÜNÜ
Görmek mahir adam işi
Gören gönül gözden öte
Hu der ise aşk divanı
Konuşulan sözden öte
Edep haya ar kapısı
Şimdi hepsi kâr kapısı
Bizde ise yâr kapısı
Güneş gibi izden öte
Nefis içinde saklı akıl
Üstüne döşenmiş çakıl
Takıl oğlum sende takıl
Bir öz var ki özden öte
Gel girelim üryan kaba
İster naif ister kaba
Zebaniye desen baba
Yanan ateş közden öte
Bazı kârda olur zarar
Zararda arama yarar
Bana sorarsanız karar
Helâl elli yüzden öte
Davul zurna mahşer günü
Soracaklar hepten dünü
Günay derse çal düğünü
Tokmağı var bizden öte
Cahit GÜNAY Şair -Yazar & Gönül Elçisi