Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
KARABAĞLI KIZLARIN GÖZÜNDE KARABAĞ (Karabağ'ın Kızları 20)
Tarih: 20-04-2021 22:22:00 Güncelleme: 20-04-2021 22:22:00


KARABAĞLI KIZLARIN GÖZÜNDE KARABAĞ (Karabağ'ın Kızları 20)

Azerbaycan'ın güzel yerleşim mekanlarından biri olan, İlisu  köyünde dünyaya gelen Ceferiva Hanım,  sağlık ve edebiyat alanlarında farklı iki fakülte bitirmiş. Halen İstanbul'da ikamet eden Azerbaycan yazılar ve İLESAM üyesi, Ankara Sanat Platformu Azerbaycan temsilciliği yapmaktadır. Yazı makale ve şiirleri Türkiye Azerbaycan ile birlikte birçok Türk devletlerinin gazetelerinde yayınlanmış, onlarca ödülle birlikte altın (kızıl) kalem ödülünün de sahibi. Dokuz kitap yazarı, bunun yanında birçok sosyal sorumluluk projelerinde Azerbaycan ve Türk dünyası üzerinde fikirlerini beyan etmiş çok donanımlı bir dost yazar Ceferova Qalibe Cafer Kızı -Qalibe İlisulu.

-“Sevgili Ceferova Hanım, Karabağ'ın dünü, bugünü ile birlikte size Karabağ denildiğinde yüreğinizde Karabağ nasıl bir anlam buluyor bunları bize izah edebilir misiniz?

 -“Sevgili Cahit Bey! Karabağ Azerbaycan’dır. Karabağ- Ecdadımın doğduğu, medeniyetimizin beşiği, Türkçülüğümüzün ispatı, yeryüzündeki bütün Türkleri tek bir yurt ve bayrak altında birleştirmeyi amaçlayan Turancılık akımının onuru, namusu. Uğruna binlerce askerin sivil halkın can verdiği kanımız ve gözyaşlarımızla yoğrulmuş vatanımızın bir parçası ilk ve son mekânımızdır. Yani ‘Karabağ Azerbaycan’dır."

Düşmanlarımızla yıllardan beri yürüttüğümüz haklı savaşımızın ispatı, uyuyan ecdadımızın ruhlarının haykırışıdır. Düşman ayağında tepelenmiş toprağımızın, tedirgin olmuş kaçkınlarımızın, esir alınmış kız, gelin, baba, anne, dedelerimizin ahıdır, işkenceler görmüş, azaplar çekmiş milletimin kan yoldaşı olmuş savaşın, şehitlik sembolüdür.  Alnımıza yazılmış yazımız, yiğitlerimizin can verdikleri, düşmana kan kusturdukları kahramanlık mührümüzdür.

1992 yılında birinci Karabağ savaşı başladı. 1991 yılında başlayan işgalde yaklaşık 20 bin Azerbaycanlı halkımız şehit olurken sivillere yönelik yapılan saldırılar sonucunda mülteci ve göçmen sayısı 1,5 milyonu aştı.

Amaç her zaman büyük Ermenistan hayalidir.

-12 Ekim 1813 Gülistan anlaşmasının tarihidir. O anlaşma, Azerbaycan’ı kuzey ve güney olarak Rusya ile İran arasında ikiye böldü. Bölündükten sonra Ermeni olmayan Türk yurduna, İran’dan Ermeniler getirilerek. Gülistan Anlaşmasıyla Türk yurdu Ermenileştirilmeye başlandı, ondan sonra da aşama-aşama çoğaltılmaya devam edildi.

Şimdi ise biz; 30 bin kahraman ordumuzla birlikte Karabağ sınırlarında hakkımız olan topraklarımız için topraklarımızda sadece Ermenilerle değil onların işbirlikçi taşeron ve maşaları ile de savaşarak galip geldik.

Tabi bu savaş bize bu coğrafyada yalnız olmadığımızı da bir kez daha gösterdi ve anladık ki yüce Atatürk'ün "Karabağ milli sınırlarımız içindedir" sözü öyle ulu orta bir kelâm değilmiş.

1990 yılından bu yana 30 yıldır zulüm var ve tarih zulüm yapanları unutmaz. Başkalarının planları ile ortaya çıkmışlardı, şimdi hak ettiklerini buldular.

      Hocalı’da katliam yapanlar da Ermeni yardakçılar idi. Bir yurdu viran ettiler, kimseye acımadan hatta kaçan çocuk, kadın, yaşlı hasta olanları bile katlettiler. Tabi 30 yıl önce milli ruh vardı, silah yoktu. Ama şu anda silahımız da var, milli ruhumuz daha da yüksek, arkamızda duran devletimiz, devlet temsilcimiz var, her hali ile hep milletinin, ordusunun yanında olan Ali Baş Komutanımız İlham Aliyev ve bize destek olan büyük Türk milletinin Yüce bir Türk Lideri, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan Cenapları var ve bizimledir. Büyük fedakârlıklarla dünya milletlerine bizlerin burada ki durumunu izah etti, dünyada bu hak işimizi alkışladı, bizi duydu, anladı, düşmanlarımızın iç yüzünü bir kez daha gördü, kimseden korkumuz yok, önümüzde duramadılar. 1992’deki birinci Karabağ savaşında pek çok cami viran edilmişti. Azerbaycan halkı Müslüman olduğu için domuzdan pek haz etmezler. İşgalden sonra bu hassasiyetimizin farkında olduklarında bazı camilerimizi yıkıp bazılarını da domuz ahırına çevirerek resimlerini dünyaya servis ettiler.

Bizde bugün 30 yıldan sonra ilk olarak Şuşa’da ve diğer şehirlerimizde camilerin tadilatları yapılarak, ilk azan okundu düşmana inat kahraman ordumuz, askerimiz bunu bize yaşattı. Ateşkes yaptık, ama onlar sivil halka saldırdı, Gence’de, Berde’de birçok topraklarımızda. Çocuklar öksüz, yetim kaldı. Bunların amacı Karabağ değil. Günahsız insanları, köylerimizi vurarak işin boyutunu değiştirmek istiyorlardı. Ama Azerbaycan, olayı Karabağ dışına taşımak istemedi. Bizim meselemiz işgal edilen arazimizi işgalden kurtarmak ve kendimize ait olanı geri almaktır. Bu şekilde de, devam ettik. Azerbaycan’da bir evden şehit olunca herkes karalar bağlar,  siyah giyer, 40 gün yas tutar, televizyon açmaz. Bu olayda ise kimsenin giysisi değişmedi! Herkes kırmızı giyiyor. Her evde Türkiye ve Azerbaycan bayrakları beraber dalgalanıyordu, bir damarda bir kan olduk… Üç renkli bayrak Şehit annelerimizin nefesi, canı oldu evlat kokulu kalpleri, gözlerinin içine sakladılar, yürek, yankılarına destek ettiler…

"Ne güzeldir, sevgin bu an

Bayraklaşan Azerbaycan ,

Canımız ,canına kurban

Bayraklaşan Azerbaycan ."

Azerbaycan Türk’ü birbirine kenetlendi, bir can oldu, ön ve arkada yurdu azad etmek, menfur Ermenileri topraklarımızdan çıkartmak için savaştılar. 

Karabağ topraklarının cennet merkezi 1813’lerde Şuşa’ydı. Türkçesi cam demek. O kadar güzel bir yer ki cam gibi. Karabağ'da Karabağ atları yetişiyor. İngiltere’ye giden atlar var. Fransız Alexander Duma’nın hayran olduğu yer. Harı Bülbül diye bir gülümüz var. Bu, çok ilginç! Şuşa’nın da her yerinde yetişmez. Belli bir kısmında yetişir. Başka bir yere getirin ekin yetişmez! O gülün de bir tarihçesi var: Bağrı yanmış bülbüldür… Bağrı harlanıyor, gülüne kavuşmamış.

İsmi Remzi olan bir han kızımızın yarım kalan kaderi hakkında konuşmak isterim.

Bir tale, bir baht - Ağabeyim Ağa Cevanşir - Hankendinde doğmuş Şeki Hanı İbrahim Halil Han'ın kızı, İran şahı Fath-Ali Shaha sülhü berkarar için verilmiştir. Ağabeyim Ağa okumuş, vatansever olmuş, şaire garip bir diyarda yurt hasreti ile yanmış yakılmış…

"Əziziyəm, Qarabağ,

Şəki, Şirvan, Qarabağ,

Tehran cənnətə dönsə,

Yaddan çıxmaz Qarabağ!"

Türkcesi:

Aşık oldum sana Karabağ,

Şhaki, Şirvan, Karabağ.

Tahran cennet olsa bana

Unutamam seni Karabağ.

Ağabeyim Ağa dogdugu yurdun havasını ala bilmek için, Fatih - Ali Şah Tahranda muhteşem bir bağ yaptırır. Hankendinde, Şuşada yetişen tüm ağaç, gül-çiçeği burada yetiştirmek ister. Ağabeyim Ağa bu Gülüstanın adına "Vatan bağı" koyar. Ağabeyim gene de bu bağı seyre çıkarken, ah çekerek ağlar. Bütün saray ahali bu hale hayret edermiş. Çünkü "Vatan bağı" Karabağ’ın bir parçası sanki.

 Ağabeyim Ağa söylerdi:

"Vətən bağı" al-əlvandır,

Yox üstündə Xarıbülbül.

Nədən hər yerin əlvandır,

Köksün altı sarı, bülbül.

Bu tek bir Azerbaycan kızının değil Vatan sevgisi sonsuz olan halkımızın sesi, nefesidir sona kadar yaşayan, bitmeyen, tükenmeyen… Karabağ'daki,   Şuşa’daki insanların müthiş bir sesi vardır. Karabağ Şikestesi diye bir şarkımızı dinleyenler, Türkçe bilmese bile duygulanır. Karabağ’ın her yeri bir cennet. Altın yatakları vardır, sıcak suları çıkıyor. Şifalı sularımız var, harice ihraç edilir.

Hakkımız olan topraklarımızı aldık, kimsenin toprağının bir karışında gözümüz yok, biz öz topraklarımız uğrunda şehit verdik, gururla diye bileriz ki, gençlerimiz, gazilerimiz, şehitlerimiz bir can oldu, bir yumruk oldu, halkımız destek oldu, yılların hasreti acısı son oldu. Bu gün Karabağ azat bir yurt azat bir eldir, orada her şey yenilenir, hayat yeniden kurulur. Artık kaçkın statüsü yok bir yurt, bir el var. Adı Karabağ Azerbaycan’dır ve bu yurdun kızı olmamla onurluyum.

Kırmızı doğuş rengimiz

Aslımız Türkçülüğümüz,

Kırmızıya bükülerek

Şehitlertek ölerik biz.

Karabağ kızı olarak yurdumun her halini şiirlerimde ifade ettim hep, lazım gelerse can vermeğe de hazırım her an…

-Canınız kaleminiz daim olsun inşallah.

Vatan bizim anamız

Ona kurban canımız ,

Vatanda aram tapar

Sağalar, hep yarası .

 

MƏN TÜRK QIZIYAM

Mən türk qızıyam

Donu qırmızıyam.

Tanrı dağı məskənli

Bozqurdumun nazıyam .

 

Türkəm, türkdür əslimiz

Bayraq vətən eşqimiz,

Yolumuz Turanadır

İlahidən haqqımız.

 

Göytürkdəndi, soyumuz

Oğuzlardan boyumuz,

Bir ölsək, min artarıq

Kurtarmaz ki, sayımız .

 

İgid ərlərə canıq

Oynar, qopuz çalarıq,

Əgər ki ,düşmən gəlsə

İlk canın, biz alarıq

 

Qorxumuz yox, kimsədən

Qurd ürəyi yemişik.

Körpəmizi, biz qurdun,

Südüylə, bəsləmişik.

 

Zamanı durdurarıq

Zamanla bir olarıq,

Oğuz ellərimizə

Azad körpü salarıq.

 

Əldə bayraq, irəli

Yol ver, gəlir türk qızı

O ,azadlıq carçısı

O bax, donu qırmızı.”

-Çok teşekkür ediyorum Ceferova Hanım. Bize değerli bilgilerinizle ışık tutarken, okuduğunuz yer yer şiirlerinizle de duygu yoğunluğu yaşattınız iyi ki varsınız.

-“Ben teşekkür ediyorum kıymetli Cahit Bey. Siz ve Azerbaycan'da çok takipçisinin olduğunu bildiğim "Gündem Haber Gazetesi" emekçilerine şükranlarımı sunuyorum. Yazılarınızla bizlere, Azerbaycan halkına verdiğiniz değer unutulması mümkün olmayan kayda değer tarih vesikalardır. Ne yahşi ki varsınız.”

Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 4480 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI