Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
KARABAĞLI KIZLARIN GÖZÜNDE KARABAĞ (Karabağ'ın Kızları 21)
Tarih: 20-05-2021 22:33:00 Güncelleme: 20-05-2021 22:33:00


Bugün ki sayfamızın konuğu 1982 yılında Lenkeran şehrinde dünyaya gelmiş, Azerbaycan Yazarlar ve Irak yazarlar Birliği üyesi kıymetli yazar, şair ve gazetecilerinden Aysel Safarli Hanlar kızı.

-Kıymetli Aysel Hanım. Gazetecilik, yazarlık, şairlik, klinikte ki işiniz, ara ara yaptığınız çevireler 17 ve 14 yaşında iki çocuğun omuzunuzda ki yükü ile yaşamak çok zor olmuyor mu? Nasıl taşıyorsunuz böylesine ağır bir yükü?

-“Bu bizim topraklarımız üzerinde yaşayan birçok insanın ortak kaderidir Cahit Bey. Biz binlerce Azerbaycan ailesinin yaşadığı kaderi yaşayan ailelerinden sadece bir tanesiyiz. Bu topraklarda ekmek kolay kazanılmaz. Sabah erken kalkacak, gece geç uyuyacak, bir yetmez birkaç üniversite bitirecek, aynı anda farklı farklı iş kollarında çalışacaksınız ki sadece müreffeh bir hayatın ucunda tutabilesiniz. Çocuklarınızı kimseye muhtaç etmeden topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmenin şuan için bizde ki tek yolu budur. Düşünsenize Cahit Bey 18 yılık evlisiniz ve eşiniz bir başka ülkede siz başka bir ülkede yaşayarak bir onur, ekmek, insanlık kavgası veriyor, adı Hasret olan bir evlilik yaşıyorsunuz.

-Evet ayrıca bu konu açılmışken İspanyada yaşayan kıymetli eşiniz Safa Rashidin kardeşimize de selâm gönderelim.

 -“Birde diğer taraftan bakacak olursak, karşılıklı ne güzel hasret, özlem şiirleri yazıyorsunuzdur...  Bakınız size İran’da yayınlanan "Hardasan Dostum" ve "Ayrılıq Nəğməsi" , "Bir Dünya Var", "Yokluğunun Cazibe Kuvvesi","Karantin Boşluğu" adlı kitapları gün yüzüne çıkartmaya vesile olan bir hicrandır bu.

-Aysel Hanım biraz tebessüm ederek, yok abi, biz vuslat şiirleri de yazabiliriz diyor. İnşallah tez zamanda vuslata erer ve bir daha ayrılmasınız kardeşim

-“İnşallah abi.”

 -Çok güzel piyano çalıyordunuz devam ediyor musunuz çalmaya?

  -“Ben yedi yıl müzik eğitimi aldım piyano alanında,  ama bu ara hiç içimde gelmiyor inanın aylardır piyanonun kapağını bile açmadım.”

   -Kaç dil biliyorsunuz Aysel Hanım?

  “Türkiye Türkçesi, İngilizce, İspanyolca, Rusça ve diğer Türk dillerini ise yeteri kadar olmasa da iletişim kuracak kadar.”

   -Sevgili Aysel Hanım bir gazeteci olarak, savaş sırasında bir gurup kurmuş, şehit ve gazi kardeşlerimizin aileleri ile röportajlar yapıyor onların sorunları gün yüzüne çıkarıyordunuz.  Hatta yanılmıyorsam bu konu ile ilgilide bir kitap çalışmanız mevcuttu. Bize o günlerde aklınızda kalan ve bizimle paylaşmak istediğiniz hatıralarınız var mı?

-“Evet, savaştan sonra birçok şehit ailelerini ziyaret ettik... Onların acılarını, ağrılarını paylaşmaya çalıştık. Gurup olarak doğduğum memleketin şehitleri hakkında kitap hazırlıyoruz. Gözü yaşlı Şehit ailelerini dinlemek çok zordu... Herkesin ayrı bir hayat hikâyesi vardı... Evliliğinin 1. yılı şehit olduğu günle aynı güne denk gelen Gencin hanımının yüzündeki acıya şahit olmak ne kadar zor bilemezsiniz...

21 yaşında 2 çocukla kocasının şehit olma haberini alan başka bir genç kadının acılarını paylaşmak bir ayrı acıydı. 18 yaşında genç şehit anne babasının söyledikleri insanın içini acıtıyordu.

Şehit ailelerinin bir çok sorunlarını gazetelerde yayınladık... Zaten son günler hassas, tek yumruk olan insanlarımız, hemen sorunun çözülmesi için yardım ettiler. Devlet tarafından da şimdi Şehit ailelerine özel yardımlar yapılıyor.

25 yıldır Azerbaycan'da evlenip yerleşen Moldovyalı şehit annesi vatandaşlık alamamıştı yüzden Çok zor durumda kalan şehit annesinin problemini yayımlandıktan hemen sonra  millet vekilimiz Qanire Pashayeva hanım hemen yardım etti, şehit annesine vatandaşlık verildi.. Elimizden geldiği kadar içimizdeki yangının ,acısını böyle dindirmeye çalıştık biz de.. Hikâyeler çoktu... Arkadaşım Hatire hanımın şehit gencin köpeğinin, sahibinin şehadete erme haberinden hemen sonra yemek yememesi ve ölmesi hakkındaki yazısı ise farklı bir yürek sızısı idi.”

-Bu savaş size bir gazeteci olarak neler öğretti?

 -“ 44 günlük savaş bize çok şeyler öğretti. Türkiye Azerbaycan kardeşliğinin gururunu bir kez daha yaşadık. Zor günlerde tek yumruk olduk... Şimdi Türkiye ile birlikte yarınlarımızdan daha umutluyuz.30 yıllık hasretimiz son bulacak, inşallah... Karabağ'ı ben görmeden sevdim, biliyor musun, abi? O sevgi, o tutku kendimi bildim bileli benimle idi...”

    “Karadağ'ın kızları yazı dizimizi yazarken herkesin farklı bir dileği, hayali, adağı vardı hatta çıplak ayakla o dağları gezeceğim diyen, işte şu kadar oruç tutacağım diyen arkadaşlarımın dileklerini yazdım, sizin de böyle bir dileğiniz var mı idi...

    -“Ne demek Cahit Bey var tabi herkesin Karabağ ile ilgili bir hayali var bizimde eşimle birlikte kurduğumuz hayal; Shusha (Suşa) kurtulur ise kendimize orada yeniden bir düğün yapacağımızın sözünü vermiştik. İnşallah Shusha ziyareti için izin verilen ilk gün, bu dileğimiz gerçekleştirmeye çalışacağız ve bu dileğimizin gerçekleşmesine vesile olan Azerbaycan'ın mert, cesur vatansever oğullarına şükran ve minnetlerimi sunuyorum.

Ayrıca her daim yanımızda olduğunuzu hissettirdiğiniz için sizin nezdinizde tüm "Elbistan Gündem Haber" gazetesinin emekçilerine şükranlarımızı sunuyor tüm okuyucularını saygı ile selamlıyorum. Abi şimdi ilk bu yazı dizisine başlamadan önceki konuşmalarımızı hatırladım,  ne de güzel inanmıştınız Karabağ'ın kurtulacağına, ne güzel bir öngörü idi bu, sizin de her zaman değiniz gibi "Ne mutlu Türküm diyene." Her şey için çok teşekkür ediyorum.”

-Sevgili Aysel Hanım bu yazı dizimizde bizlere verdiğiniz müthiş bilgi ve yardımlarınız için ben teşekkür ediyorum. Allah a emanet olunuz. Aytel ve Yasin'i öp benim için.

 -“Sizde abi...”

Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 4305 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI