Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
MANSUR EKMEKÇİ İLE SÖYLEŞİ (3)
Tarih: 17-06-2021 21:58:00 Güncelleme: 17-06-2021 21:58:00


- Kıymetli hocam, Türk edebiyatını dünü ve bugünü ile kıyaslarsanız sizde benim gibi düşünüp bugünlerde Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Arif Nihat Asya, Hüseyin Nihal Atsız, Hayatı Vasfi Taşyürek, Bahaddin Karakoç, Abdürrahim Karakoç ve Ziya Gökalp gibi değerlerin günümüzde çıkmadığını veya çıkamayacağını düşünüyor musunuz? Sizce bunun nedeni nedir?

-“Gerek saymış olduğunuz 20. Ve 21. Yüzyıl şairleri gerekse bunların evveliyatı olan 19. 18. 17. Yüzyılda yaşamış olan Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Ali İzzet, Yemini, Yetimi, Borani, Nesimi gibi günümüze kadar varlıklarını koruyan şairlerimiz; kendi dönemlerinde kimileri tekke ve zaviyelere mensup, kimileri dönemin şahlarına- sultanlarına mensup, kimileri de siyasi kavramda yer edinerek onların kanatları altına girmiş büyük üstatlarımızdır. Ne var ki bunların yanı sıra aynı döneme haiz olup sadece halkın gözünde muteber olanlar olduğu gibi, halkın içinde varlıkları bile belli olamamış sayısız şair ve ozanlarımızın da olduğu bir gerçektir.

Bu gerçekler kadar önem arz eden günümüzün gerçeğini de göz ardı etmemek lazım. Dün İnsanların nüfusu çok azdı, iletişim, ulaşım ve eğitim araçları çok azdı ve bu sıfatla öne çıkanların çoğu yukarıda saydığımız unsurlardan dolayı, diğer azı da kendi bilgi ve donanımlarıyla öne çakmışlardır.

-Bundan sonra yer alan güçlü şairlerimiz çıkacağını, bu çağada damga vuracağını düşünüyor musunuz? Günümüz sairlerinde, şiir ve yazıları ile sizde iz bırakan arkadaşlarımız var mı?

-“ Günümüze baktığımızda; 1990 yılından sonra çıkan yerli- yabancı televizyon furyasının kültür ve edebiyatı yozlaştırarak attığı en büyük darbe olmuştur. 2000 yılında çıkıp ülke geneline dağılan bilgisayar ve akabindeki internet, sosyal medya ortalığı tamamen karıştırıp yerde sürünen kültür, sanat ve edebiyatı da ezerek öldürmüştür.

Aynı zamanda bu keşmekeş içerisindeki siyasi akımların ve yoz medyanın güdümü altındaki yurdumuzun binlerce şairin ve ozanın içinde elbette ki 100- 200 şair ve ozan, yukarıdaki adlar kadar güçlü ve ustadırlar ancak bu nedenlerden dolayı bunların “ideolojik ve taraftar” dışında kalanların tamamı yok sayılacaklardır. Sözün acı tarafı da bugünden sonraki şairlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız ağızlarıyla kuş bile tutsalar değer görmeyecekler, tanınmayacaklar ve varlıkları tamamen sabote edileceklerdir.”

-Türk edebiyatının geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

-“Yazın hayatına girdiğim (düz rakamla 1980-2020) yıllarını içeren 40 yıllık bu zaman diliminden gerçek bir örnek alacak/ verecek olursak, önce para deyip “önce insan” demeyen bürokrasi-medya-lortlar kamarası üçgenindeki bu kaos sürdükçe, Türk ulusunun kimliğini var edip yüzyıllardır gelecek kuşaklara aktaran şair, ozan ve yazarlar, ne 40 yıllık zaman diliminde yer alabilecekler, ne de sonraki 40 yıllık zaman dilimine girecek olanların yeri, değeri olacak. Ne hazindir ki her dönemde olduğu gibi içlerinden bazıları, bu üçgen kaosun taraftarları hariç, diğer gerçek vatansever şairler, ozanlar, yazarlar ve sanatçılar yok sayılacak ve bu yoklukla da Türk kültürü, edebiyatı ölecektir. Aslında “öldürülecektir” desek daha doğru olur.

Bu nedenle sizin vasıtanızla bizleri yönetenlere, Türk Edebiyatın geleceği adına sesleniyorum:

Ne olur bizleri; siyasete, bürokrasiye ve basın- medya- sosyal medyaya alet etmeyin. Bizi bu adaletsiz vicdanla yargılamayın. Araştırın, inceleyin, bu vatan için, millet için kim ne yapmış, ne kadar yapmış ölçün, tartın sonra da kararınızı onlara ve onların eserlerinden yana veriniz. O zaman herkes, hak ettiği değeri alacak ve Türk edebiyatı gerçek kimliğine kavuşturularak ulusu var eden bu sanatçıları da hizmetine devam edecektir sonsuza dek…”

Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 4283 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI