Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI ŞİİR MÜZİK FESTİVALİNDEN (Kendime Notlar 33)
Tarih: 22-09-2020 21:08:00 Güncelleme: 22-09-2020 21:08:00


Arkadaşları odalarına uğurladıktan sonra, Otelin giriş bölümünde günlerin yoğunluğunun da verdiği etkiyle, oturduğum koltuğa yayılmış yalnız başıma çayımı yudumluyorken, gece de artık nurunu sabaha yavaş yavaş teslim ediyordu ..

O da fazla uyuyamamış olmalı ki ÇED başkanı Halise Tekbaş hanımefendi de yanıma gelerek yan koltuğa oturup sabahın ilk saatlerinde sohbetimize çaylarımızı katık eyledik. Başkanın üzüntüsü her haline yansıyordu, derler ya dokunsanız ağlayacak, işte tam da o modda idi.

Ya Cahit Bey! Çok üzgünüm, bana hep ayrılık günleri ağır gelir, ne bileyim ilk gün çok güzel oluyor da, son gün sanki hazan gibi her bir yanımda yapraklar savruluyor, tutamıyor muşum gibi oluyor, işte tam da bu sebepten, son gece pek uyuyamıyorum. Sen ne yaptın? Nasıl geçti günün?

- Harika idi başkan, her şey için teşekkür ediyorum. Sayenizde yine birkaç güzel gün geçirdik, ben bu gece uyumadım da zaten.

 Lale, Sevinç, Ayaz Arabacı gillerde biraz önce çıktılar odalarına.

Sahi Cahit Bey! Biz bugün son gün Yumurtalık tarafını gezmeye gideceğiz. Sen nasıl olsa bilirsin oraları, Ilgar beyler alış veriş yapmak istiyorlarmış, akşam konuşmuştuk, seninle gitmek istediklerini söylediler, uygun olur mu acaba?

-Ne demek başkan, tabi bilgim var. Dün bana da söylemişlerdi, siz gidin ben kalanlar ile merkezde alış verişlerini yaptırırım derken,  Ilgar bey, siyah takım elbisesi, elinde bont çantası ile karşımızda beliriverdi, çoktan hazırlanmıştı bile, bizi görünce komutan! Komutan! Diye seslenip, sevindiğini her haliyle belli ediyordu, galiba odadan indiğinde sabahın bu erken saatlerinde kimsenin olmayacağı endişesini, bizi karşısında görünce atmış olmanın mutluluğu idi. Hemen yanımıza gelip masamıza dâhil oldu ve sohbetimizin seyrini, yollarda sorun yaşamamak için, Adana'dan erken çıkmak gerek Halise başkanım, bu günkü programa biraz erken mi başlasak bazılarımız zaten katılamayacak, benim biraz döviz bozdurmam, alış veriş yapmam gerekiyor, biz komutanla o işleri yaparız. Dün konuştuğumuz gibi komutanım!

-Abi sıkıntı yok hallederiz, hele arkadaşlar bir kahvaltıya insin, zaten otobüsler de dışarda hazır. Halise başkan geziye gider, bizde burada kalan arkadaşların ihtiyaçlarını hallederiz.. Anlaştık...

Komutan! Kahvaltıdan önce biz merkezde seninle şu işleri halletsek, sonra bunlarla da uğraşmamış oluruz, hem biz geldiğimizde herkes odalarından inmiş olurlar ne dersin

-Tamamdır abi diyerek Halise başkandan müsaade isteyip ayrıldık yanından. Birkaç saat içinde merkezde ki işlerimizi halledip otele geldiğimizde, evet herkes araçlara binmiş Yumurtalık gezisine hazırdı bile, onlar otobüsle program yerine hareket ettiklerinde, biz de Ayaz Arabacı, Ilgar Türkoğlu, Elli Atayurd gillerle birlikte, önce yakın mağazalarda alış veriş yapmaya başladık, Ilgar ve Ayaz bey bir tarafta, ben de Elli bey'le diğer tarafta birbirlerimizi de görebilecek mesafede, hediyelik eşyalar elbiseler bakıyor bir yandan da Elli bey'in Çanakkale için yazdığı,

 

"Çanaqqala

Kecilə bilməz idi Çanaqqala –Türk Ruhunun zirvəsidir,

Ölümə qalib olan –Ölümsüzlük—Göylüyümün çöhrəsidir.

Parlar uğrunda sönən hər Günəşim ki,Bəşərin türbəsidir.

Burası  tarix yazan ,dastan qoşan,tabu qalan Çanaqqala,

Əyirəm baş mən önündə zəfərin Mütləqi olan Çanaqqala.

 

Düşmənin kəndisi şaşmış ,..oldu bilməz səbəbin cəsarətin.

Təzimə gəlməsi vacib bəşərin övladının,.. saf  heyrətin.

Tarixə simvol olan salnamələr örnəyidir dəyanətin.

Türklüyün qanındadır yenilməzlik,. tək qəhrəman Çanaqqala,

Əyirəm baş mən önündə zəfərin Mütləqi olan Çanaqqala.

 

 

Dastanı Seyyidimin aləmə car ,təkrarı mümkün olmayan,

Cocuğun üstün açan ,sacın satan anaları unutmayan,

O fidan onbeşlərin məsum olan baxışları ürəkyaxan,

 Dur ,torpağa bax,torpaq deyil,qan ağlayan Çanaqqala,

Əyirəm baş mən önündə zəfərin Mütləqi olan Çanaqqala.

 

Ali,Mehmet xınası əsrlərlə hifz olunub Hundan gələn.

Vətənə,torpağına yavrusunu sevə-sevə qurban verən.

Əbədi,Kamil olan Tanrısına ölməzlikdə çatan,yetən,

Əzəlı,Əbədilik Qəhrəmana oldu dastan  Çanaqqala,

Əyirəm baş mən önündə zəfərin Mütləqi olan Çanaqqala.

 

Ey bəşər evladı bax-məktəbidir,şərafətin, insanlığın.

Gəl də gör Çanakkala salnaməsin yazanların savaşmağın.

Tutmuş al bayrağını Göylüyünün-Tanrısına fərahlığı.

Görmədi Ədalətin zəfərinə eşit gələn Çanaqqala,

Əyirəm baş mən önündə zəfərin Mütləqi olan Çanaqqala.

 

Bu zəfər zəfəridir –İnsanlığın əsarəti ,zülmü qıran.

Bu zəfər zəfəridir –tüm dünyanın taleyində işıq olan.

Bu zəfər zəfəridir—Atatürkün Türkiyə tək dövlət quran.

Aparar tarixlərə dastanların mayak bilən Çanaqqala,

Əyirəm baş mən önündə zəfərin Mütləqi olan Çanaqqala."

 

 Türk edebiyatında fazla örneği olmayan 19 heceli şiirini kendi dilinde dinlemenin hazını yaşıyordum, ama O okurken duygusallaşıyor göz yaşlarına hakim olamıyordu, Sanki Çanakkale’de savaşmış,  o anları hatırlıyor gibi idi. bazen de, yumuşak karnım olan ATATÜRK'ten bahsediyor, konuştukça konuşuyordu, Türkiye'ye, Türk tarihine, Cumhuriyet dönemine öylesine hâkimdi ki hayret etmemek mümkün değildi.

-Abi Atatürk deme,  bak biz alışveriş yapamayız, burada konuşur gideriz benim Atatürk sevdamı herkes bilir muhabbet çok uzar. Komutan! Atatürk sevilmez mi? Tabi seveceksin, seveceğiz. Evet, biraz şiir, biraz alış veriş zor ama çok da güzel oluyordu

Elli bey; şu anda Ermenistan sınırları içerisinde olan, Batı Azerbaycan doğumludur. Asıl mesleği matematik öğretmeni olan ve dört dil bilmesine rağmen. Çok sevdiği mesleğini ancak dört yıl yapabilmiş ailesi ile birlikte taşındığı Rusya'da inşaat işçiliği sonra ise 20 Yanvar da Azerbaycan’ın içerisinde bulunduğu duruma dayanamadığı için, oradan Azerbaycan’a taşınıp, 1990 de Xocalı olayından sonra, Qarabağda gönüller alayına girerek, Ermenilere karşı savaşıp, gazi olmuş. Bugün de, üç çocuğunun geçimini sağlamak için, Bakü de bir petrol rafinerisinde operatör olarak çalışmaya devam ediyor.

 Şiirlerinin genel çerçevesini Türkçülük, Turancılık oluştursa da Divan ve hece tarzı yazdığı şiirlerinde felsefi konulara eğilmesi de hemen fark edilir şekildedir.

İlgar bey, bize sesleniyordu

Komutan! Komutan! Bizim işler bitti siz ne âlemde siniz?

- Valla abi, biz daha başlayamadık deyince ortam birden kahkaha fırtınasına döndü.

Siz bir Atatürk’ten konuşmaya başlamış orda da kalmışsınızdır. Bize bakın! Hem benim, hem de Ayaz Arabacı'nın bütün ihtiyaçlarını, hediyelerini aldık.

-Yok, Yok abi Atatürk'ten fazla bahsetmedik, Bir Çanakkale şiiri dinledim hepsi o. Yav onun Çanakkale şiiri tam yarım saat sürüyor.

Tamam, öyle ise hadi hepimiz birden Elli Bey'in alışveriş işini halledelim.

Şimdi gezide olan arkadaşlar otele gelmişlerdir bile. Şimdi onları bekletmeyelim.

-Tamam, abi dedikten sonra bir saatte bütün alış verişimizi yapıp otele geçtik. Otele geldiğimizde Lale Madatova hanımın kaybolmasının dışında her şey normaldi. Arkadaşlar otele gelmiş, Azerbaycan’a gidecek otobüsler otelin önüne yaklaştırılmış, herkes birbirlerine yardımcı olarak yavaş yavaş çantalarını yerleştiriyordu.. Kafilede ki arkadaşların, bizi görünce Lale kayıp sizle değil miydi demeleri Lale konusunda bizi de endişeye sevk etti.

Neyse, yarım saat falan sonra, Lale hanım da gelerek kafileye dâhil oldu.  Dışarıya kimseye haber vermeden alış veriş yapmak için yalnız başına çıkmış olması bizleri de haklı olarak biraz endişeye sürüklese de, son tahlilde her şey tatlıya bağlanmıştı...

Biz otele geldikten hemen sonra, yanıma elinde adıma imzalanmış bir kitapla Kahraman Kamiloğlu bey yaklaştı, komutan bu kitabı size vermek istiyorum, benim öz şiirlerim var, ben fazla kitap dağıtmayı sevmem, kitabı verdiğim kişinin şiirlerimi okuduğunu hissetmeliyim, bu benim hayat tarzım, öylesine kitabımın bir kitaplık süsü olarak kaldığını düşünmek beni üzer, sizin çok kitap okuduğunuzu duymuşum. kabul buyurursanız mutlu olurum.

- Ne demek kardeşim onur verdiniz.

 Azerbaycan'ın Kuba ilinin  Rustov köyünde, ögretmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Şair, Parlak bir eğitim sürecinden sonra yüksek öğretimini filoloji dalında yapmış.

 "Ay ışığı" "Pervane" şiir birliklerinin de üyesi olan şairin, Şiirleri çeşitli gazete ve dergilerde devamlı olarak yayınlanıyor, Azerbaycan'ın gelecekte şiir ve edebiyat dalında çokça ismini duyacağımız

Kahraman Kamiloğlu (Adıgözelov)

Aslında ilk gün şiirini okuyup sahneden indiğinde biraz sinirli idi, sahneden erken ayrılması, onun tabiri ile sahnenin bir yarış pisti gibi çok hızlı akması, biraz canını sıkmış, böyle olur mu? Diye serzenişte bulunuyordu, ben şiirimi bile tam manası ile okuyamadım olur mu böyle? Demesi onun kızgınlığının da katmanını hissettiriyordu, Aslında haksız da sayılmazdı. Düşünsenize otobüsle 1800 km yol gelecek bir şiir okuyup onu da tam izah etmeden sahnede ayrılacaksınız.

Ben, canınızı sıkmayın kardeşim. Haklısınız, lakin burada sahnede yarım saat bile kalsanız, ardı ardına inanın beş altı şiir de okusanız, sahneden indikten birkaç saat sonra şiiriniz çok kişinin aklında bile kalmaz, lakin  burada ki kuracağımız dostluklar ömür boyu sürecek bir birlikteliğin de temellerini atmış olacak, bak biz buraya gelen arkadaşların çoğu ile yıllardır görüşürüz içimizde kardeş aile olanlarımız bile var, nolur sıkmayın canınızı burasını bir kültür gezisi bir dostluk kardeşlik arkadaşlık atmosferi olarak düşünüz, bakın birlikte daha güzel, daha kaliteli bir zaman geçirmiş anılar biriktirmiş oluruz .... Diyerek bir konuşmamız olmuştu, tabi ileride orada yaptığımız konuşma, ona bunu doğrular mı bilmem, ama beni kiap hediyesi ziyadesi ile mutlu etti, iyi ki varsınız kardeşim.

Kahraman Kamiloğlu (Adıgözelov) Devam edecek.

Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi



Bu yazı 2672 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI