Dünya hızlı bir değişim ve gelişim içerisinde ilerliyor ve bu hepimizi yakından etkileyen bir durum. Dönüşüme ayak uyduran toplumlar daha ileri giderken, diğerleri çağın gerisinde kalıyorlar.

Dünya tarihine şöyle bir baktığımız zaman hayatı kolaylaştıran icatların neredeyse tamamı son 100-150 yıllık zaman zarfında ortaya çıktı. Yerleşik hayata geçişin tarihine bakarsanız yaklaşık 10-15 bin yıllık bir geçmişi olduğunu görürüz, yani insanlık yerleşik hayata geçtikten çok çok sonra bilimsel bir atılım yaptığı görülüyor.

Bilim birden bire ortaya çıkmıyor, mutlaka belli bir Zaman zarfında üstüne koyarak ilerlemek zorundasınız. İşte iletişim, elektrik ve deneysel bilimin ortaya çıkışı bilimsel gelişme için çok itici bir güç olmuştur. Bunun yanında üniversitelerin kurulması ve eğitim ve araştırmanın gelişmesi ile daha hızlı bir atılımın önü açılmıştır.

Bilime yatırım yapan toplumlar üretimlerini geliştirmiş ve bunun sonucu olarak ticaret alanında ileri gitmişlerdir.

Şuan dünyanın en büyük ekonomik güce sahip ülkelerine bakın hepsi bilimin getirdiği yenilikleri üretime çevirebilmişlerdir. Eğitim sisteminiz ve üniversiteleriniz ne kadar kaliteli ise bir o kadar güçlüsünüz demektir.

Bir düşünelim neden özellikle üniversite üzerine vurgu yapıyorum? Çünkü ülkedeki her meslek sahibi bireyi yetiştiren kurumlar üniversitelerdir. Lisans eğitiminiz ne kadar iyi ise ürettiğiniz her meslek sahibi insan o derecede iyi olacaktır. Örneğin; Sağlık çalışanları ne kadar kaliteli ise pandemi sürecini o derece daha iyi atlatabileceksiniz, mühendisleriniz kaliteli ise oturduğunu ev, ürettiğiniz makina, bindiğiniz araba o kadar iyi olacaktır, öğretmenleriniz çok kaliteli ise eğitimiz ve buna bağlı insan kalitemiz o kadar iyi olacaktır. Yani her sonuçta bilim yuvalarınız olan üniversiteleriniz ne kadar kaliteli ise ülkenizde o derece güçlü olacaktır. Bilim üretmenin tek yolu işte bu üniversitelerin iyi yönetilmesi başında liyakat sahibi insanların olması ile mümkün olacaktır.

Gelecek ile ilgili biraz beyin fırtınası yaparsak bu şekilde hızlı ilerleyen bilim karşısında geri düşmemek şarttır. Son 100-150 yıldaki ilerlemenin tamamı belki 15-20 yıl içerisinde gerçekleşme potansiyeline sahip. Eğer bilim ve üretimde geri kalırsak acı sonuçlar ile karşılaşabiliriz. Başkaları lazer güdümlü bomba ile saldırırken siz kılıç kalkanla savaşa giderseniz yenilmeye mahkûm olursunuz. Dünya araçları elektrikli motor ile donatırken siz hala içten yanmalı motor bile üretemezseniz geri kalmaktan kaçamazsınız. Başkaları Mars’a insan gönderirken biz daha dünya düz mü yuvarlak mı tartışmalarını dinliyorsak bırakın uzaya gitmeyi yerimizden bile kıpırdayamayız! İşte bilim bunları yaparken biz gözümüzü kapatıp safsatalara kanarsak gelecekte yerimizi alamayız. Biran önce arayı kapatıp öne geçmek için elimizden gelenin fazlasını yapmak zorundayız.

Bu yazıda geleceğe yazılmış bir mektup gibi kayda geçsin ve ileride tekrar okuyup nerede olduğunuza bakalım. Umarım gelecekte çocuklarımız bilim ve teknoloji ile donatılan ve muhasır bir medeniyet olan Türkiye Cumhuriyetinde yaşamlarını rahat ve huzurlu bir şekilde sürdürürler. Sağlıkla kalın.

Ecz. Serkan -Gül - Eczacılar Odası Kahramanmaraş Şubesi Hakan Coşkun Elbistan Oda Temsilcisi