İnsanın varoluşunun ve gelişiminin temel dayanağı düşünebilmek ve bu düşünce ile doğru hareket edebilmek sayesinde olmuştur. İnsanı diğer canlılardan ayıran yegâne fark düşünebilmesidir.

Büyüklerimiz bize nasihat verirken “Düşüncesizce hareket etme” derler. Çünkü düşüncesiz hareket sizi yanlış noktalara sevk eder. Okullarda öğretilmesi gereken ilk öğreti “Doğru düşünmek nasıl sağlanır? “olmalıdır.

Düşünebilen insan hoşgörülüdür, başkasının düşüncesine değer verir ve onu dinler.

Düşünebilen insan sevgi doludur, ailesini, çevresini, doğayı sever onlara zarar vermez.

Düşünebilen insan başkasının hayat görüşüne saygılıdır. Sırf kendine uymuyor diye onu dönüştürmeye çalışmaz.

Düşünebilen insan üretir, üretebilenler ise insanlığa fayda sağlar.

Şöyle bir baktığımızda ülkemizde Kadın cinayetleri işleniyor ve ne yazık ki durduramıyoruz, neden? Çünkü bu zihniyete sahip canavarların doğru düşünebilme kapasitesi yok, eğitilmemiş bir hayvandan farkları kalmamış. Düşünmek, aklını kullanmak insan olmanın başlangıcıdır.

Mesela güzelim Pınarbaşı ve Kaynarca’nın etrafında birçok çöp görüyorum. Düşünebilen bir insan bu çöpleri bu güzelliklere atmaz, iki adım ötelerinde çöp kutuları olmasına rağmen pisliklerini etrafa yaymaktan zevk alırcasına ortada bırakıyorlar. Beyinlerini sadece biyolojik ihtiyaçları için kullanan fakat insan olmanın beynimizin motor kontrolünden değil bilişsel kapasitesinden geldiğinin zerre kadar farkında olmayan bir güruh ile karşı karşıyayız! Çünkü doğru düşünme kapasiteleri yok!

Örneğin avcılık adı altında önüne gelen tüm canlıların soyunu kuruturcasına ölüm saçan yaratıklar var bu ülkede! İnanın o güzelim canlıların yaşama hakkı bu düşüncesiz canavarlardan daha fazla. Her canlının doğaya bir katkısı vardır. Beğenmediğimiz sineğin bile ekosistem üzerinde aklınızın alamayacağı kadar çok faydası var fakat bu sözde insanların sinek kadar faydası yok! (Ayrıca bu işi kuralına göre yapan ve doğaya saygısı olan avcıları ayrı tutuyorum).

Düşünmek demek sadece ne yiyeceğini, ne giyeceğini, nasıl para kazanacağını organize etmek demek değildir. Esasen düşünmek nasıl zarar vermem, nasıl faydalı olurum, nasıl üretime katkı sağlarım, nasıl daha güzel bir çevrenin oluşmasını sağlarım gibi bireysel değil toplumsal katkı sağlayacak erdemlerin oluşmasıdır. Düşünmek demek empati kurabilmek demektir, Cehaletin yok olup bağnazlığın ortadan kalkması demektir.

Yani sonuç olarak daha güzel bir çevre, daha hoşgörülü bir toplum ve ileri giderek çağın ötesine geçmiş bir ülke için herkesin düşünebilme, empati kurma ve üretebilme kapasitesini artırması şarttır. Daha çok düşünebilen bir toplum oluşturabilirsek zenginliğimiz kat ve kat artacaktır. Sağlıkla kalın

Ecz. Serkan Gül - Eczacılar Odası Kahramanmaraş Şubesi Elbistan Hakan Coşkun Oda Temsilcisi