Dünya devi ve lideri bir memlekette bir devlet, eğer gözünü her işi bitmişte çöplükten ekmek, kâğıt, plastik ve atık toplayanlara dikmişse, o memleket ve devletin gücü, ekonomisi ve büyüklüğü tartışılır. Yani bir devlet işi gücünü bitirip de gözünü çöpçüye dikiyorsa, ana amaçta tam sapma vardır demektir. Hele hele “Size buradan ekmek yok. Ekmek yiyecek çok büyük ve sizden daha aç olanlar var” diyerek, yüzbinlerce insanın ekmeğiyle oynayabiliyorsa…

                “Memleket ne hale geldi?” demeye artık gerek kalmadı. “Memleket daha ne hale gelecek?” demeli bence. İnanılmaz ekonomik krizler, alabildiğine artan fahiş fiyatlar, neredeyse her gece gelen benzin, otogaz, mazot zamları, ekmeğe, sebzeye, ete, süte ve yaşama dair her şeye gelen zamcıklar, ülke halkına nefes aldıramaz oldu. Her şeye rağmen yaşam devam ederken, “Kader, Yazgı, Rızk, İmtihan” adı altında inançsal sömürüleriyle yine vatandaş haline şükretmeye çalışıyorsa inanın bunun da bir bitişi, inişi ve finişi vardır.

                Yok, ‘Çevre Ajansı’, yok ‘Uluslararası Çevre Kuruluşu’ yok, “Benim Adamımın İşi’ projelerini insani ve ahlaki düşüncelerin aşağısında tutarak, Türkiye’de neredeyse yüzbinlerce insanın çöpten kazandığı kazanca göz koymak hangi kitapta yazar? Bu nasıl bir kitaptır. Yoksa öyle bir kitap yokta yine siz mi uydurdunuz?

                Memleketin yerlisi var, göçmeni var, geçici sığınmacısı var, bizlere kardeş ve nüfustaş olan milyonlarca vatandaş var bunların gelmesine izin ver, göz yum, ekonomiyi alt üst et, piyasa ve kazanç dengelerini alt üst et, daha sonra geçinemeyen bu insanlar bir lokma ekmek için çek çekleri ile çöp, poşet, plastik, kâğıt yani çöpten ekmek toplarken onlara “ÇÜŞ” de. Buradan da yine bir rant çıkar ve AJANS diye çöp rızkı da çetelere işinin adamlarına vermeye yönel.

                Televizyon ve gazete haberlerinde izlemişsinizdir, genç genç insanlar, pırıl pırıl delikanlılar tertemiz yüzlü çocuklar bu çöpten rızık topluyor rızık. Yani, atıktan rızık, yan, pislikte rızık, yani yenmeyecek yemekten rızık. Bir devlet, bir hükümet bir millet böyle bir duruma nasıl karşı koyamaz. Kabul eden edenleri inanın çöpe atsan çöp bile bunları kabul etmez yahu.

                Ayrıca her şeye rağmen kaderlerine razı olur gibi, “Bizimle uğraşmayın. Bu bizim ekmeğimiz oldu. Bu bizim rızkımız oldu. Ekmekle oynanmaz. Ekmekle oynama hayatla oynamaktır. “Bizi perişan etmeyi, Sokaklarda çaresiz ve başıboş bırakmayın” uyarılarını dikkate almayanların alacağı daha çooooooook ders var demektir ve halk bu dersi hak edene yine verir.

                Türkiye genelinde yüzbinlerce insanın sen rızkını al, ellerindeki kâğıtlara, plastikler, kartonlara el koy, baskın yap, işyerleri yak, tutuklar hapse at vay vay vay. Valla bildiğim güzel bir atasözünü tekrar etmekte yarar var, “Alma mazlumu ahını çıkar aheste aheste.”

                Aşırı güç zehirlenmesiyle güç kaybının yaşanmasında iktidarın sonuna gelişinde işte bu mazlum ahları vardır. Daha anlamadınız mı? Çöpe göz koyan devlet ne kadar devlet olabilir sorgulanmalı. Hem de çok çok acil.

                Bir son sözde milletin içinde tebdili kıyafet gezdiklerini söyleyen zata; Memleket sirke dönmüş, sen tebdili kıyafetten bahsediyorsun. Her taraf maskeli balo olmuş sen kıyafet değişikliğinden bahsediyorsun. Bilmem şu anda hangi kılıkla geziyorsun ama sen önce tebdili kıyafetinle önce çöpçülerin yanına git sana anlatacakları ve giydirecekleri var. (Fıs Fıs Fıs!)