Serbest piyasa adı altında ekonomide yaşanan adaletsiz fiyat farklılıkları milyonlarca insanın adeta canına ot tıkıyor. Yaşamak için gücü yettiği kadar para ile gıda alan milyonlarca emekli, emeklilikte yaşa takılan, işçi ve asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılanlar, yaşam hayallerini sadece karınlarını doyurmak üzere vahşi bir düzene karşı mücadele ediyorlar.

Büyük AVM’lerde alışverişi hayal olarak kabul etmek zorunda kalan milyonlarca açlık sınırı altında yaşayanlar ve yoksullar, daha hesaplı, daha daha hesaplı, daha da hesaplı, harca harca bitmez sloganları ile aldanışa davet edilirken, her ay, her hafta, her gün ve her saat fiyat güncellemesi adı altında kazıklarını etiketlere yüklerken, bu yükten en fazla payı elbette vatandaş yükleniyor.

Ucuz, daha ucuz, vallahi daha da ucuz, indirim, acayip indirim, en baba indirim reklamları ile halkı işyerlerine çekmeye çalışan firmalar, sadece yontulan kazığın ve fahiş fiyatın bir dirheminden fedakârlık ederek, millet kandırılmaya çalışılıyor. İnan ucuz, hesaplı ve indirim adı altında inanılmaz zamların en küçüğü insanlara fırsat oğlu fırsat diye yutturuluyor.

Ancak her şeye yine de biraz çaresizlikten, biraz imkânsızlıktan ve özellikle mahkûmiyetten ünlü alışveriş marketlere gidenler, ana kalın kazığı yemektense, sivri ucuna razı oluyorlar. Ama sonuçta milyonlarca emekli, işsiz, sabit gelirli ve asgari ücrete mahkûm edilenler  -“Hele bugünde kazığın ucuyla idare edeyim” tesellisi ile büyük zincirlere halka olmaya devam ediyorlar.

Madem ki market zincirleri bu kadar fedakâr, ucuz, hesaplı, kitaplı, uygun da neden hiç biri bir mahalle bakkalı gibi kepenk kapatmıyor? Binlerce, on binlerce zinciri saadet günümüz ekonomik koşullarında zinciri saadete döndürürken, hele hele TUİK’in enflasyonda baş tacı merkezi olurken fiyatlar önce buralarda yontuluyor. Saadet Zinciri Marketlerde çalışan personel etiketleri gün başı, saat başı ayarlamaktan, değiştirmekten, güncellemekten müşteriye neredeyse ilgisiz kalıyor. Neden ilgi göstersin ki, müşteri, işsiz, asgari ücretli, emekli zaten kodese düşmüş durumda, Önce ağa babaların direktiflerini yerine getirsin, sonra müşteriye bakar. Müşteri bekler, zam beklemez yani!

Elbette alışveriş marketlerine karşı değilim, ancak mahalle bakkalının ekmeğiyle oynayacak kadar şımartılmaları, saadet zincirine alabildiğine halka eklemeleri ile öbek öbek, göbek göbek büyümeleri, işlerinin şok şok iyi, A-A acayip gelişmeleri ve TİMbilir yükselişleri devletin gözünden kaçmamalı.

Mademki ucuz, mademki hesaplı, mademki yerli ve milli millet sevdalısı, bu güzel değerlere önce belediyeler daha sonra devlet iştirak etmeli. Elbette ya halkını devletten başkası daha çok sevemez ve sevmemeli. Bu sevgiyi ortaya koymak adına milyonlarca yoksulun, emeklinin, işçinin, asgari ücretlinin rızası öncelikle Allah rızası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’de ZİNCİR MARKET açsın. T.C. Zincir Marker kursun. Olmaz, olmaz demeyin, Ne demiş büyüklerimiz, “Açı, yoksulu, emekliyi, işçiyi, emeklilikte yaşa takılanları yaşat ki DEVLET yaşasın.” Devletimiz bu büyüklüğü, sahip çıkışı başka zincirlere bırakmamalı. İNSAN YAŞARSA DEVLET YAŞAR.