Bugun...



“Bir Rejim Dönüşümün Eşiğindeyiz”

Elbistan Ziyaretinde Partililerle Bir Araya Gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Altıok, Sistem Değişikliğini Eleştirdi

facebook-paylas
Tarih: 23-07-2018 20:10

“Bir Rejim Dönüşümün Eşiğindeyiz”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, kapsamlı ziyaretler ve görüşmeler için geldiği Elbistan’da gündeme dair ilginç ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Beraberinde CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Öztunç, CHP İl Başkan Yardımcısı Hülya Doğuç ve CHP İlçe Başkanı İnan Bulut ile birlikte partililere ve kamuoyuna değerlendirmelerde bulunan Altıok, başkanlık sistemi ile ilgili olarak, “Bir rejim dönüşümünün içindeyiz. Gündeme getirilen sistemi reddediyoruz” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, CHP PM Üyesi Ali Öztunç ile geldiği Elbistan’da bir dizi ziyaret ve görüşmeler sonrasında CHP Elbistan İlçe Başkanlığında partililer ile bir araya geldi. CHP Elbistan İlçe Başkanı Av. İnan Bulut, CHP İl Başkan Yardımcısı Hülya Doğuç, CHP Elbistan Kadın Kolları Başkanı Fidan Aytaç, CHP Elbistan Gençlik Kolları Başkanı Aydoğan Bulut, yönetim kurulu üyeleri, eski belediye başkanları, milletvekili adaylarının yer aldığı kapsamlı toplantıya partililer yoğun ilgi gösterdi.

BAŞKAN BULUT ZİYARETTEN VE YOĞUN KATILIMDAN MEMNUN KALDI

CHP Buluşmasında açılış konuşmasını yapan CHP Elbistan İlçe Başkanı Av. İnan Bulut, ziyaretlerinden dolayı CHP Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’a, CHP PM Üyesi Ali Öztunç’a ve tüm katılımcılar ile partililere teşekkür etti. Yoğun ilgi karşısında memnuniyetini dile getirdi.

Türkiye gündemine dair kapsamlı, ilginç ve çarpıcı açıklamalarda bulunan Altıok, Başkanlık Sistemi konusunda sert eleştirilerde bulunarak başladığı konuşmasında şunları söyledi:

BİR REJİM DÖNÜŞÜMÜN EŞİĞİNDEYİZ

“Ülkemiz, toplumsal barışın, huzurun, refahın her anlamda tehdit altında olduğu çok zor ve karanlık bir süreçten geçiyor. Mevcut problemlerin çözüme değil çözümsüzlüğe çevrildiği Türkiye’de adeta çözümsüzlüğün bir fırsat olarak görüldüğü ve tek adamın hükümdarlığı için o fırsatın her alanda, toplumun tüm kesimlerini ayrıştırarak, ötekileştirerek nefretle hedef göstererek, kaosun körüklendiği, buradan da tek kişinin kendi çıkarları ve kendisinden olana hizmet odaklı anlayışı ile bir rejim dönüşümünün eşiğindeyiz.

YENİ BİR TÜRKİYE’YE YENİ BİR ÜLKEYE İHTİYACIMIZ YOK

Bu da başkanlık sistemi denilen, cumhurbaşkanlığı sosuyla önümüzde getirilen; milli irade yalanıyla cumhurbaşkanını halk seçecek; halk muktedir bir başkan ile yönetilecek ve böylece sorunlar çözülecek diyen bir aklın tek akıl olma hırsı ile karşı karşıyayız. O akıl; tek akıl olmakla kalmayacak, tek güç olacak ve her şeyi kendisi yönetsin isteyecek. Ve yeni Türkiye diye çıktıkları yolda yeni Türkiye şiarını önümüze getirenlere sesleniyorum. Bizim yeni bir Türkiye’ye, yeni bir ülkeye ihtiyacımız yok. Bizim sadece yeni bir iktidara ihtiyacımız var. Çünkü ülkemiz her türlü zenginliğe sahip. Her türlü değere sahip. Bir arada yaşama kültürüne sahip. Yeter ki devamlı nefreti, şiddeti, baskıyı körükleyen ve kardeşi kardeşe düşman eden bir zihniyetle yönetilmesin.

YENİ SİSTEMİ REDDEDİYORUZ

Başkanlık sistemi adını verdikleri sistem, denetleme ve kontrol mekanizmalarını tamamen ortadan kaldıran, herkesi, HSYK’sından bakanlarına kadar tüm kurul ve kurulların yöneticilerini yüzde 50’den fazlasını kendisinin atayacağı geri kalan kısmın da zaten kendi sistemleri içerisinden getirileceği kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran, denetlenmeyen bir sistem. Bunu baştan reddediyoruz. Bizim, evet yeni bir anayasaya ihtiyacımız var ama parlamenter sistem, bütün mekanizmaların işleyebilmesi için güvence, yürütme, yasama organlarının da denetim mekanizmalarının da olduğu bir değerdir. Bunu değiştirmeye hiçbir şekilde katılmıyoruz. Anayasayı da hep birlikte yenileyebileceğimiz kendi çalışmamızı zaten masaya koymuştuk.

AYRIŞTIRAN BİR OHAL DÖNEMİ YAŞIYORUZ

OHAL fırsatçılığı da aslında darbe girişimi birden bire önümüze gelen bir süreç değil. 14 yıllık politikasızlık, kötü yönetim, yanlış ve yanlı yönetim üzerinden geldiğimiz bir nokta. Ama 14 yıllık AKP iktidarına, yani gücünü siyasal İslam’dan kuran bir iktidara olanak sağlayan önceki süreç, işte birlikte kan kardeşi olarak yola çıktıkları o gerici İslam aklının kendilerini iktidara taşıdığı süreçte el ele tutuştukları cemaattir. Ve şimdi o cemaate karşı bir savaş yürüttüklerini söyleyerek toplumun tüm kesimlerini cezalandırmakta ve o tek adamın baskısına karşı duran muhalif kesimlerin tamamını hedef almaktadır. Her türlü etnik köken üzerinden, inanç üzerinden, yaşam standardı üzerinden, sendikalılık üzerinden, siyasi düşünce üzerinden ayrıştırmaya devam eden bir OHAL dönemi ile karşı karşıyayız.

NASIL BİR DURUM GELDİĞİMİZ AŞİKAR

Bu dönemi hazırlayan süreci de yok sayamayız. O süreçte kendisinin yetiştirdiği, kendi canavarına karşı yürüttüğü bu politikanın karşısında aslında daha önceki süreçte işbirliği yaptıkları insanların olduğunu hatırlatmak zorundayız. Üstelik yürüttükleri savaş, bir ideolojiye, bir yanlış sisteme karşı değil, tıpkı tek akıl tek adam siyaseti gibi Fethullah Gülen odaklı; tek kişi ve onun örgütü ile hesaplaşma üzerinden kuruluyor. Süleymancılar, Menzilciler, o tarikat, bu tarikat; eğitim sistemimizin içine, hukuk sistemimizin içine her türlü bugün yaşadığımız bütün problemlerin kilit noktalarına, dün Rus Büyükelçisi’ne tetik çeken dahil olmak üzere nasıl bir noktaya geldiğimiz aşikar bir şekilde kuran sisteme karşı bir savaş değil; bu sitemi, bu aklı güçlendirip tek başına o akla sahip çıkmak üzerine bir sistem. Topyekun reddediyoruz.”

Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi Ali Öztunç ise, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un hayatını kaybettiği suikasta değinerek yaptığı genel ülke sorunları konuşmasında şu değerlendirmelerde bulundu:

BÜYÜKELÇİYİ ÖLDÜREN POLİSİ KİM ALDI?

“Büyükelçiyi öldüren polisi kim aldı? Sorumluluk kimin? Ankara’da Rus Büyükelçisi, saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Milli İstihbarat Teşkilatı ne işe yarar. Eğer Türkiye’de bir polis memurunun, bir büyükelçiyi öldüreceği istihbaratını alamıyorsa MİT, o görevden çekilmesi gerekiyor. Milli İstihbarat Teşkilatı, muhalifleri izleme teşkilatı değildir. Tek işleri muhalifleri izlemek, muhalefet partilerinin milletvekillerini izlemek. Birincisi MİT kesinlikle bu işte sorumludur. İkincisi, hiç mi kimsenin günahı ya da suçu yok. Niye istifa etmiyorsunuz? Ülkenin İçişleri Bakanı nasıl istifa etmez?

TÜRKİYE KİMLERİN ELİNE KALMIŞ?

Dünyanın neresinde böyle bir büyükelçi öldürülürse İçişleri Bakanı istifa eder. İçişleri Bakanı açıklama yapmıyor; ilk açıklama Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’ten geliyor. İçişleri Bakanı var, MİT Müsteşarı var, Dışişleri Bakanı var, Başbakan Yardımcıları var, Başbakan var. Bunlar açıklama yapacakken, Melih Gökçek açıklama yapıyor. Türkiye kimlerin eline kalmış görüyoruz maalesef. 14 yıl önce bu tür olaylar Türkiye’de olmuyordu, bugün oluyor. Bunun sorumlusu kimdir? Bu gün niye bu olaylar oluyor?

HEM VEKİLLİK HEM BELEDİYE BAŞKANLIĞI ALACAĞIZ

6 milletvekilimiz şuanda Kahramanmaraş’ta çalışmalar yapıyorlar. Son bir yıl içerisinde 40’ın üzerinde milletvekilimiz Maraş ve Elbistan’a gelerek çalışmalar yaptılar. Bunu daha da arttıracağız. Önümüzdeki dönemde Maraş’ta hem milletvekilliğini alacağız, hem Elbistan Belediyesi’ni alacağız hem de Pazarcık Belediyesini tekrar alacağız.”







Etiketler :

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI