İYİ Parti Elbistan İlçe Başkanı Av. Kürşad Ali Yıldırım, düzenlediği basın toplantısı ile bölgenin, on binlerce çiftçinin ve esnafların gözbebeği yatırımları arasında yer alan Elbistan Şeker Fabrikasının özelleştirme adıyla satılmasına yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başkan Yıldırım, şeker fabrikalarının satışı ile ilgili olarak, “Markaları Satmakla Yerli ve Milli Olunmaz” dedi.

                İYİ Parti Elbistan İlçe Başkanlığında gerçekleşen ve kamuoyuna ayrıntılı ve çarpıcı açıklamaların yapıldığı basın toplantısına İYİ Parti Elbistan Kurucu İlçe Başkanı Av. Kürşad Ali Yıldırım, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. Resmi verilere ve bilgilere dayalı gerçekleşen açıklamalarda Elbistan Şeker Fabrikasının satılmasının ardından kapatılacağı yönündeki gerçekler halka ve bölge insanına aktarıldı.

İYİ Parti Elbistan Kurucu İlçe Başkanı Av. Kürşad Ali Yıldırım yaptığı ilginç ve çarpıcı açıklamalarında kamuoyuna şunları aktardı:

                “Türkşeker`e Ait Bazı Fabrikaların Özelleştirme İhale İlanı” yayımlanarak, aralarında Elbistan Şeker Fabrikası’nın da bulunduğu 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesine karar verilmiştir. Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla ve yaptığımız araştırmalara göre akademik çalışmalarda pancardan şeker üretimine ilişkin konunun uzmanları şu tespitleri yapmaktadırlar:

KAMUOYUNUN KAYGILARI HAKSIZ DEĞİL

“Kamuoyunun en büyük kaygılarından bir tanesi şeker fabrikalarının özelleştirildikten sonraki süreçte kapatılma ya da devre dışı bırakılma ihtimalidir. Devre dışı olasılığının ardından pazarda payının artma ihtimali olan ve insan sağlığı açısından kaygı yaratan nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretimi ise zincirin diğer bir endişe halkasıdır. Son 7 yılda iki kez iptal edilen şeker fabrikalarının özelleştirme sürecine baktığımızda kamuoyunun bu konudaki kaygıları haksız da değil.

ŞEKER ÜRETİCİLERİNİN AKİBETİ TÜTÜN ÜRETİCİLERİNİN SONUNA BENZEMESİN

Bu endişelere yönelik verilen en somut örneklerden bir tanesi de Tokat Sigara Fabrikası’nda yaşanan süreç. Özelleştirildikten 1yıl sonra kapatılan Tokat Sigara Fabrikası için de 5 yıl çalıştırılma şartı konduğu ancak fabrikanın 1 yıl zor dayandığı hatırlatılıyor. 14 şeker fabrikası özelleştirildikten sonra ‘5 yıl üretim yapacak’ diye madde olsa bile 6’ncı yılda özel sektör ‘zarar ediyorum ve artık şeker üretemiyorum’ derse sonraki süreç nasıl gelişecek? Umarız şeker pancarı üreticisinin sonu tütün üreticilerinin sonuna benzemez.

KOOPERATİN ÇATISI ALTINDA ÇALIŞAN BAŞARILI FABRİKALAR VAR

Türkşeker’in özelleştirme sürecinin en büyük motivasyonu fabrikaların zarar etmesine yönelik. Peki kooperatif çatısı altında çok başarılı şekilde işleyen ve örnek modeller arasında gösterilen şeker fabrikaları varken Türkşeker’in neden ve nasıl zarar ettiğini sorgulamamız gerekmiyor mu? Türkşeker, uzun bir dönemdir (2000'den bu yana) özelleştirme kapsam ve programında olması sebebiyle rekabet gücü ve verimlilik açısından yurtiçi ve yurtdışındaki rakiplerinin gerisinde kaldı.

TEK YOL ÖZELLEŞTİRME Mİ?

2000 yılından bu yana sürdürülebilir bir yapı oluşturmak adına yenileme, modernizasyon, otomasyon ve entegre yatırımları yapılmadı. Fabrikaların rehabilite edilmemesi sonucu oluşan maliyet ve fiyat yapısını düzeltmenin tek yolu özelleştirme mi? Türkşeker’e ait fabrikaların teknolojik altyapı bakımından güçlendirilmesi, yönetim modeli açısından rehabilite edilmesi, yeni bir model ile mali kaynak yaratılması mümkün değil mi? Bu fabrikalar, tam kapasite ile çalışacak şekilde yeniden yapılandırılarak ürün, yan ürün ve hatta atıkların değerlendirilmesi sonucu rekabet gücü yüksek entegre tesislere dönüştürülemez mi?

ŞEKER SEKTÖRÜ 80 MİLYONU İLGİLENDİRİYOR

Türkiye’de 3 milyar dolarlık katma değer yaratan böyle bir sektörün geleceği aslında çiftçisinden işçisine, yan sektörlerdeki çalışanlardan tüketicisine kadar 80 milyonu yakından ilgilendiriyor. Şekerpancarı, tarımın dinamosu ve önemli bir sanayi hammaddesidir. Üstelik şekerpancarı üretimi mısıra göre daha yararlıdır.

KAMUOYUNDAKİ İTİRAZ VE ENDİŞELER GİDERİLEMEDİ

Bilimsel tespitler ışığında Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin kamuoyundan gelen itiraz, eleştiri ve tepkilerden sonra iktidar sözcüleri; bu fabrikalarda çalışan memur ve daimi-geçici işçiler, pancar üreticisi çiftçilerin kotaları, fabrikaların arsa ve arazilerin durumu, üretimin devamlılığı başlıkları altında açıklama yapmışlar ise de kamuoyundaki itiraz ve endişeler giderilememiştir.

ÖİB’NİN AÇIKLAMALARI MUĞLAK VE MANİPÜLASYONA AÇIKTIR

Öte yandan kamu zararı oluşması yönünde kamuoyunu en çok endişelendiren hususlardan biri de özelleştirilecek fabrikaların arsa ve arazilerinin ne şekilde düzenleneceğidir. Bu konuda, “Şeker fabrikalarının üretim faaliyetleri için gerekli olmayan taşınmazları ihale kapsamı dışında tutulacaktır.” şeklindeki ÖİB’nın açıklaması muğlaktır, manipülasyona açıktır.

ELBİSTANLILARA AİT MİLLETİN MALI BİRİLERİNİN RANTINA DÖNÜŞMESİN

Elbistan Şeker fabrikası tapuda 45 adet parselde toplam 2 bin 274 dönüm alan üzerinde kuruludur. Fabrikanın sahip olduğu taşınmazların ÖİB tarafından yapılmış olan imar planı mevcuttur. Şehrimizin gayrimenkul olarak en kıymetli bölgesinde bulunmaktadır. Yukarıda dökümü verilen bu arsa/arazilerin özelleştirme halinde nasıl tasarruf edileceğini takip edeceğiz. Umarız Elbistanlılara ait Milletin malı olan bu arsalar birilerinin rantına dönüşmez.

Bir diğer belirsizlik ise Elbistan Şeker Fabrikası’nda çalışan taşeron işçilerin durumudur. Bu konuda ihale ilanında ve ÖİB açıklamasında tek satır bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu işçi kardeşlerimizin mağdur edilmemeleri için gerekli tedbirlerin alınmasını diliyoruz.

KAMUSAL ELEŞTİRİDE BULUNANLAR VATAN HAİNLİĞİ İLE İTHAM EDİLİYOR

80 milyon yurttaşımızı ilgilendiren bir konuda, her vatandaşımızın en doğal hakkı olan kamusal eleştiri, maalesef iktidar cenahında büyük bir öfkeye neden olmakta; dahası son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız cihetle, farklı düşüncede olanları “vatan hainliği” gibi son derece ağır bir biçimde itham etmektedirler.

İKTİDARIN SÖYLEM BİÇİMİ SOKAK İDEOLOJİSİNE DÖNÜŞMEKTEDİR

Bu durum, sözü bağlamından kopararak ilgisiz alanlara çekmek, nesnesinden kopuk bir söyleme düşmek, eleştiriler karşısında söyleyecek söz bulamayınca itham ederek saldırmaktır. İktidarın bu söylem biçimi “halksız ve fikirsiz yerlilik ve millilik” gibi felaket bir sokak ideolojisine dönüşmektedir. İktidarın bu tavrı tarihten aşina olduğumuz baskıcı, halkını tehdit eden, her türlü hukuksuzluğa tevessül etmekten çekinmeyen totaliter anlayışın usulündendir.

MARKALARI SATMAKLA YERLİ VE MİLLİ OLUNMAZ

Elbistan’ımız ürettiği yüksek kaliteli ürünleriyle Türkiye tarımının incisidir. “Elbistan şekeri”, “Elbistan eti”, “Elbistan çerezlik ay çekirdeği ve mısırı” gibi birçok tarım ürünüyle ulusal düzeyde markalaşmıştır. Bu açıdan bakıldığında “yerli ve milli olmak; yerelden ulusala, ulusaldan küresele markalar üretebilmektir. Uzun yılların emeği, tecrübesi, birikimi ile üretilen bu markaları satmakla, kendinden menkul “biz yerli ve milliyiz, bizden olmayanlar gayrı millî” demekle yerli ve milli olunamaz.

Siyaset, ekonomide katma değer oluşturmak, sosyal ve kültürel alanda “değer” üretebilmek için yapılmalıdır. Var olan değerleri kuru hamasetle tüketmek, olsa olsa siyasetin tükenişin ifadesidir.

MEMLEKET MENFAATİ İÇİN HEP BİRLİKTE HAREKET EDELİM

                Elbistan Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi bize göre günlük siyasi tartışmaların çok ötesinde genel kamusal yarar ve milli çıkar bağlamında ele alınmalıdır. Hangi siyasi görüşten olursak olalım memleketimiz ve ülkemiz menfaatleri söz konusu olduğunda hep birlikte hareket edelim. Bütün siyasi partilere çağrımız gelin ilçemizin meselelerini sağduyu, karşılıklı saygı, müzakere ve ortak akıl ile ele alacak bir zeminde buluşalım; Şeker Fabrikamıza sahip çıkalım.