Bu mektubu ben sana kanımla yazıyorum
Yazarken de bir yandan kabrimi kazıyorum
Hükmü ilahi deyip teslim oldum bu gece
Kim ki karşı koyardı Tanrıdan gelen güce
Uzatmadan başlayıp dökeyim kalem kalem
Nasıl olsa yıkıldı sonsuz sandığım kalem
Senden öncede dünya çokça konuk çağırdı
Bazısına kul oldu bazısına bağırdı
Boş ver şimdi bunları geçmişten kalan dünü
Anlatayım dilimce yaşadığım son günü
Saat ölüm avuna, seher ile başlarken
Ölüm salı kuranlar vicdanını taşlarken
Önce sessizlik çöktü sonra yer gök inledi
Tamda kıyamet sanıp herkes arşı dinledi
Yelkinip kalktı toprak yeter artık der gibi
Sanki ejderha toyu ne bulursa yer gibi
Komşumun evi vardı altı oda bir salon
Uçarken gördüm onu sanki olmuştu balon
Bizim şato farklıydı ben öyle sanıyordum
Müteahhidim abdestli ne derse kanıyordum
Gerçi temelden girdim biraz ucuz ördüler
Denetleyen ağabeyler belki ondan kördüler
Nihayet bitirenler kurdelede taktılar
Birde nazarlık yapıp gözü gibi baktılar
Açılışa hazırdı komşu köyden gelenler
Kurban kesip duayla gök kubbeyi delenler
İsmi bile müstesna içinde cennet saklı
Yıllar sonra duyanın vallahi almaz aklı
Her ey düşünülmüştü her şeye ayrı ayar
Kedi köpek kuş dâhil kendine mekân sayar
Tamam deyince sahip taşınmaya koyulduk
İşte böyle bir aşkla zevk alarak soyulduk
Başladı yeni hayat üç yüz metrelik yerde
Geçti ömrüm sırayla gözümde perde perde
Gerçi geçen günlerde anam haber yollamış
Arzuhâlini yazıp birde güzel pullamış
Hava iyi üşüdü burada bu kış zor geçer
Belki de ecel gelip ansızın beni seçer
Korkuyorum evladım İaşemi alayım
Müsaadeniz var ise biraz sizde kalayım
Hemen meşveret kurup açtım ortaya bunu
Tartışmadan kapandı olumsuz denip konu
Yine de duramadı hiddetle tekrar döndü
Kudurdukça kudurdu gözünün feri söndü
Tamam dedim anladım tamam biraz sus hanım
Eski defterler çıktı kurudu kaldı kanım
Başım eğip yerlere kaldırmaya utandım
İçten içe kavruldum sanki ateş tutandım
Ayna küskün hokkabaz benle selamı kesti
Yüzüme tavır yapıp gözüme bakıp esti
Birkaç gün sonra idi beyaz giydi tüm şehir
Kefen hazırlanmıştı çırpınıp durdu nehir
Dokuz katlı binanın ikisini yer yuttu
Pencereden düşerken kızım kolumu tuttu
Birde baktım üstümde çatı boynumu sıkar
Umuda koşan çığlık oda kendinden bıkar
Ses almaya başladım oğlum bağırıyordu
Düşman ellerde bile yardım çağırıyordu
Babam çıkmadı orda yanında da ablam var
Her anımı sarmalar yüreğimde ahu zar
Sözlerinde anladım kurtarmıştı yaradan
Süzülen nurda gördüm gül cemali aradan
Şükür dedim çok şükür kızımda çıka bilse
Önünde bir duvar var silkinip yıka bilse
Avuçladım elini soğuk sessiz sedasız
Olur, mu böyle gitmek yavrum söyle vedasız
Dört gün geçti diyordu oğlumun isyanında
Anasını da duydum oda vardı yanında
Anladım ki toplanmış rütbemi söküyorlar
Dostlar vazgeçmiş benden diz üstü çöküyorlar
Artık dostun gözünde izarsız bir ölüyüm
Damarları kurumuş susuz köyün gölüyüm
Anamı gördüm orda duası kokuyordu
Can havliyle enkaza elini sokuyordu
Kedide geldi benle köpek doğaya kaçtı
Kuşlar kafesten çıkıp özgür olmaya uçtu
Vefa ondan ruh bulmuş ah benim güzel kızım
Bir an yalnız koymadı can pare yürek sızım
Apar topar toplandı bizden sonra kalanlar
Moloz olup milleti kışta göçe salanlar
Birde meram oluştu vitrinde ahbap çavuş
Edep haya sofrası zora düştü sen kavuş
Anam kardeşim eşim hepsi aynı obada
Isınıyorlar şimdi tezek yakıp sobada
Ahırdan bozma mekân yirmi cana yetiyor
Dargınlıklar orada buhar olup bitiyor
Keşke bende yaşarken böyle bir gün görseydim
Kapanmayan derdime biraz umut örseydim
Tabi kırgınlığım var çünkü ben bir insanım
Yavuzu bilmez dilim, yunus okur lisanım
Ne diyelim tanrıya tevekkeli bu imiş
Ömür denilen zaman gözde akan su imiş
Ara sıra koşup gel bulaşmadan harama
Birlikte dertleşelim dua sürüp yarama
Her bir halden anlarım kayıp değilim çocuk
Ha bana kefen gerek ha sana eski kocuk
Ama şunu unutma eşikte bekliyorum
Her bir günün üstüne geleni ekliyorum
Sanma mazlum kulların zalimde hakkı kalır
Kısa çöp uzun çöpten mutlaka hakkın alır
Yuva kurma yaşarken; dere, tepe, çukura
Sonra ağıt yaksan da iç dökmenen tokura
Dere gözler yatakta oluşacak selini
Tepe yamaçlarında hazır tutar yelini
Bir kuruyan ağaçta bir milyon kibrit çıkar
Bir dal kibrit yanarsa bir milyon ağaç yakar
Sende kimsin ki diye beni çağa sorarsan
Akılda irfanını tefekküre yorarsan
Bulmak imansız gözün idrakinde zor gibi
İlimsiz çıra yakmak közde yanan kor gibi
Tamam tamam yormayım biraz kendini dinle
İnsan olmak erdemi ne meşreple ne dinle
Bana ne diyemem ki herkesi bağlar ama
Sokma kimseyi bari sen olsun derde gama
Güneş bende misafir ben gölgenin hasıyım
Günü ayı boşayan ahır ömrün yasıyım
Cahit GÜNAY (Şair – Yazar & Gönül lçisi
(Kahramanmaraş Ebrar sitesi, Hatay Rönesa