Bugun...


Cahit GÜNAY

facebook-paylas
ELBİSTAN OZANLAR OCAĞI BAŞKANI FUAT BOSTANCI
Tarih: 18-07-2023 22:35:00 Güncelleme: 18-07-2023 22:35:00


ELBİSTAN OZANLAR OCAĞI BAŞKANI FUAT BOSTANCI

 

Türkler, tarih boyunca yasları sevinçleri dahil birçok gelenek ve göreneklerini kopuzlarının tellerinde çağlardan çağlara aktarmayı başarmışken, bu geleneğin Hâlâ yaşayan Türk boylarında yaygın olması, Türkün dünya milletlerinin, sinelerine ektiği tomurcuk fidelerinin her daim sulandığı ve dünyayı saran bir gül kokusu varsa, bu bir ozanın gönül harmanının telle de savuruşudur.

 

Mesela Mahsuni Şerifte dizeler

 

İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım

Önümüze Dağlar Sıralansa Da

Sermayem Derdimdir Servetim Ahım

Karardıkça Bahtım Karalansa Da

 

Hayli Dolaşayım Yüce Dağlarda

Dost Beni Bıraktı Ah ile Zarda

Ötmek İstiyorum Viran Bağlarda

Ayağıma Cennet Kiralansa Da

 

Bağladım Canımı Zülfün Teline

Sen Beni Bıraktın Elin Diline

Güldün Mahzuni’nin Berbat Haline

Mervanın Elinde Parelense de

 

Ye dönüşse de,

 

Bazan da Sıtkı Eminoğlu’nda

 

Tabip neşter vurma gönül yarama,

Kapat üzerini; sar, gizli kalsın,

Zahmet edip boşa ilaç arama,

Fark eden olmasın, dur gizli kalsın.

 

Yaradanım hoş yaratmış cismini,

Gönlümün köşküne astım resmini,

Sayıkladım durdum yârin ismini,

Allah'ın seversen, sil gizli kalsın

 

Sevdiğimi söyle, durma koş götür,

Mektup yazamadım, zarfı boş götür,

Gözlerimden birkaç damla yaş götür,

Götür sevdiğime ver gizli kalsın.

 

Sevdasını çektim çile demedim,

Bülbüle demedim, güle demedim,

Kalbimde sakladım, ele demedim,

Bırak gönlümdeki yar gizli kalsın.

 

Eminoğlu sevda yaşattım serde,

Can dayanmaz aşk denilen bu derde,

Senden sorarsa "Mezarı nerde?"

Onu da söyleme, yer gizli kalsın.

 

Dizileri ile yürekleri sarmalar

 

 Bugün ise şairler ozanlar diyarı diye anılan Elbistan’ımızda bu geleneği devam ettiren onlarcasından biride 1965 yılında Elbistan’ın, Taşburun (Ketizmen) köyünde dünyaya gelen,  son zamanlarda yaptığı birçok etkinliklerle adını Elbistan ozanlar ocağı başkanı olarak duyduğumuz, yazdıkları şiirler gazete dergi ve TV sunumları ile sevenlerine ulaşan evli üç çocuk babası Ozanımız Fuat Bostancı

 

Fuat Bostancıya göre...

 

DUY KARA GÖZLÜM

 

Kara göz dediğin, çok insanda var

Seninki bir başka, ey kara gözlüm

Bilmem kim kavrulur, kimleri yakar

Kadehsiz bir aşka, mey kara gözlüm

 

Bakışında edep, duruşunda ar

Süzülüşü bile, yâr bakışlım yâr

Peşinden gidilir, hep diyar diyar

Gönlündeki köşke, koy kara gözlüm

 

Hilâli görürüm, gözüne baksam

Dünyamı ışıtır, yüzüne baksam

Özüm kavruluyor, özüne baksam

Sende ölsem keşke, oy kara gözlüm

 

Konamadım senden, başka bir dala

Yüzümü sürerim, geçtiğin yola

Öfkeli sözlerin, benziyor bala

Sevmesen de meşke, say kara gözlüm

 

Kardelenden keskin, eğik sümbülden

Şiir türkü olur, düşmez hiç dilden

Kokusu gitmiyor, dokunan elden

Yanında gül solar, vay kara gözlüm

 

Ozan Fuat yazar, arif sayılmaz

Sevda olmaz gönül, zarif sayılmaz

Ne kadar övsem de tarif sayılmaz

Sensizlik ölümdür, duy kara gözlüm

 

BİZİM YUNUS

(Yunus Emre)

 

Yunus nâr-ı aşktır, ışığı Emre

Gönüllerde demdir, dördüncü cemre

Hüdâ’nın vuslatın, sığdırır ömre

Hakk’ın sevgisini, kullarda arar

 

Aşk içre bir ömür, yakar da yürek

Allah’ından başka, ona ne gerek

Bazen yorgun, bitkin, yol yürüyerek

Mâşuka hasreti, yollarda arar

 

Girer gönüllere, makamı yüce

Doğruluk üzere, ulaşır güce

Eyler doğrulukta, gündüzü gece

Bülbül olur yâri, dallarda arar

 

Ahilikte çizer, gönül yolunu

Sever Yaratanla, cümle kulunu

Damar damar açıp, gönül kolunu

Gülendam sevdayı, kollarda arar

 

Bazen bülbüllere, narin gül olur

Kalplerden kalplere, giden yol olur

Garip gurabaya, uzar kol olur

Acıyı, tatlıyı, çullarda arar

 

Nice şiirleri, getirir dile

Bülbül feryadını, yetirir güle

Feryat, figanlarla, geçirir çile

Nameleri şiir, dillerde arar

 

Aşkının sırrına, olunmaz mazhar

Sinesinde yangın, gönüllerde har

Yâr çağrısın duysun, yaz olur bahar

Yârin haberini, yellerde arar

 

Kavli âşikarca, haktır diyenin

Name name özle, haktır diyenin

Görmese de gözü, haktır diyenin

Bülbülü figanla, güllerde arar

 

Söyler Bizim Yunus, lisana dersi

Maruftan sapmadan, insana dersi

Ey gönlüm sevdadan, alsana dersi

Âşık Yunus aşkı, çöllerde arar

 

 

BİLESİN OĞUL

 

Askerlik şereftir, nebi ocağı

Bozulma erkişi, kalasın oğul

Düşürme yerlere, dik tut sancağı

Gölgesinde huzur, bulasın oğul

 

Karavana derler, ordu yemeği

Vatan bayrak için, ver hep emeği

Hainler inine sokup çomağı

Düşmana korkular, salasın oğul

 

Gururla giydiğin yeşil elbise

Umut olsun her bir, çığlığa sese

Bir düşkün çağırsa, yetişin dese

Gönül kapısını çalasın oğul

 

Baban kardeşlerin geçti bu yoldan

Ayrılsa da birdir gövdeler daldan

Görev hizmet aşkı, tatlıdır baldan

Sana düşen payı, alasın oğul

 

Emin elde devlet, ezanlar susmaz

Düşman oyununu, bozanlar susmaz

Orduyla tarihler, yazanlar susmaz

Şerefle şanlarla, dolasın oğul

 

Deli taylar gibi, hızlıdır kanın

Her şeyden üstün kıl, aziz vatanın

Rabbime emanet, eyledim canın

Sağ gidip selamet, gelesin oğul

 

Fuat'ım gururla, coştum çağladım

Umutlar üstüne umut bağladım

Baba yüreğidir, sessiz ağladım

Dualarım senle, bilesin oğul

 

 

İZANIMIZ TÜRK BİZİM

 

Tarihimiz kadimdir, çağlar aştık sıralı

Destanımız töreli, ozanımız Türk bizim

Kitabemiz Orhun'da, sert taşlara oyulu

Sert taşlara nakışlı, yazanımız Türk bizim

 

Mimarıdır Alparslan, cennet Anadolu'nun

İstiklâlle başlayan, istikbâlin yolunun

Bedeninden kök atıp, uzayan her kolunun

Kurduğu her düzende, mizanımız Türk bizim

 

Dilde destan heybettir, Osmanlı'nın boyları

Oğuz Ata, Ertuğrul, adaletin soyları

Hürriyetle bezenir, Kara Osman toyları

Gökten hilâl bakışlı, kızanımız Türk bizim

 

Çanakkale, Sakarya, Kurtuluş savaşımız

Kanlar ile sulandı, toprağımız, taşımız

Bayrağımız göklerde, eğilmedi başımız

Yedi düvel bir olsa, izanımız Türk bizim

 

Sonsuz bizde kahraman, bitmez Seyit Onbaşı

Vatan densin yeter ki, tutar kopartır taşı

Tek başına ordudur, yener yaman savaşı

Düşman gider yüz üstü, kozanımız Türk bizim

 

Hakikati yol edip, hakkı kalbe bürüyen

Öze vurup gönlünü, Bismillah la yürüyen

Doğup kendi külünden, vatan diye eriyen

Yarınlara akışlı, düzenimiz Türk bizim

 

Pencereler açılır, Gaziantep, Maraş'ta

Dumlupınar, Sakarya, Kars'ta, Sarıkamış’ta

Tüm vatanda şahit gök, bütün şehitler arşta

Oyununu Salibin, bozanımız Türk bizim

 

Her fethimiz adalet, hoşgörüdür cihana

Aşikârdır cengimiz, gerek yoktur nihana

Çağlar açtık Fatih’le, çağ kapadık duy ana

Doru atlar koşarken, tozanımız Türk bizim

 

Şehadetin şerbetin, içe içe yaşayan

Ay yıldızı sînede, namus diye taşıyan

Hürriyetle dört mevsim, yedi bölge aşiyan

Kanlar ile harita, çizenimiz Türk bizim

 

Nida Allah’u Ekber, aşinayız ölüme

Ne zalimden kaçarız, baş eğmeyiz zulüme

Semalarda yükselen, çağrı kutsal kelime

Yürekleri yakışlı, ezanımız Türk bizim

 

Gazilerin gazisi, atam Mustafa Kemâl

Cephelerde savaştı, yurduna oldu hamal

İstiklâlin aynası, güzel yüzde pak cemal

Kurtuluşta kaynayan, kazanımız Türk bizim

 

Yaşayacak ebedî, en son kale özgürce

Erenleri, Alpleri, verecekler ses gürce

Ataların yolundan, gidecekler hep erce

At üstünde üç kıta, gezenimiz Türk bizim

 

 

SULTANIM

 

Sen gidersen mevsim sene değişir

Ey olmaz yaralar sine değişir

Zannetme düzelir yine değişir

Beni dertten derde atma sultanım

 

Nefesindir bana hayat ilacım

Belli etmesem de sana muhtacım

Her halinle güzel başıma tacım

Bir derdime bin dert katma sultanım

 

Gün oldu beraber ağladık güldük

Kuru ekmek soğan yarıya böldük

Mihir belirlendi bir karar aldık

Bensiz kara yere yatma sultanım

 

Sendeki güzellik edep namus ar

Üç evlada ana bana oldun yar

Bırakmazsın beni senin sözün var

Feleğin sözünü tutma sultanım

 

Bunu sana yazdım kahır eyleme

Şu fani dünyamı zehir eyleme

Kurur gözüm yaşı nehir eyleme

Her dem gül kaşını çatma sultanım

 

Beni bırakmazsın iyi bilirim

Sen gidersen inan bende gelirim

Fuat'ım der yaşar iken ölürüm

Seviyorsan beni satma sultanım

 

Dizeleri ile şimdiden gelecek nesillere örnek olacak ak saçlılarından biri olarak zihinlere kazanmaya başladı

Rabbim ses telinizi gönül pınarınızı hiç susturamasın ozanım.

 

Cahit GÜNAY (Şair-Yazar & Gönül Elçisi)



Bu yazı 9632 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI