Geçtiğimiz hafta içinde Amerika’da tüm dünyanın hayretler içinde izlediği bir gün yaşandı. Trump taraftarları Amerikan kongresini basarak sivil bir darbe girişiminde bulundular. Demokrasinin beşiği olarak adlandırılan ABD de böyle bir başkaldırı yaşanması çok ilginçti.
Dünyanın birçok yöresine demokrasi getirmek bahanesi ile askeri harekâtlar düzenleyip birçok insanın ölmesine, birçok ülkenin parçalanmasına ve istikrarsızlaşmasına yol açan ABD sanki yaptıklarının diyetini ödüyor gibiydi. Başka ülkelerde benzer işler yapan Amerika’nın vatandaşları ve medyası iş kendi içlerinde cereyan edince çok büyük tepkiler verdiler ve demokrasi koruyuculuğuna soyundular ama ne ironiktir ki bugüne kadar başka yerlerde kendi devletlerinin yaptıklarına yeterli tepki vermediler.
Birçok ülkede yapılan veya yapılmaya çalışılan darbe girişimlerinin arkasında çoğu zaman ABD olduğunu görüyoruz. En son bizim yaşadığımız 15 Temmuz darbe denemesi buna örnek değil mi? Bu tür darbe denemeleri ile biz karşılaşınca ses çıkarmayanlar şimdi kendi başlarına gelince mi anlayacaklar neler yaptıklarını? Bizde bir laf vardır ya hani, deriz ki “Allah’ın sopası yoktur” işte tamda bu durum için söylenmiş sanki. Ama ne olursa olsun dünyanın herhangi bir yerinde anti demokratik bir durum varsa ona karşı çıkmak gerekir. Amerika’da yaşanan bu olaylara tüm dünyanın karşı çıkıp oradaki demokrasiyi savunması şarttır.
Her neyse esas mesele demokrasinin ne kadar önemli olduğunu görmektir. Hepimiz için demokrasi olmazsa olmazdır. Demokrasi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir köyünde çobanlık yapan herhangi bir kişinin Cumhurbaşkanı olabilmesidir. Demokrasi fakirin, köylünün, yetimin veya herhangi bir kişinin gelecek umududur.
Kendi içimizde de dönem dönem bazı anti demokratik zamanlar yaşamış bir ülkeyiz ve bu yaşananların ülkemizi ne kadar gerilettiğini yaşayarak öğrendik. Bu nedenle demokrasi her bir vatandaşın sahip çıkması gereken ve demokrasimizi zayıflatacak her türlü eyleme karşı durması elzem olan bir olgudur. Demokrasi karşıt görüşlere, farklı düşüncelere saygı duyabilmeyi önceler.
Şöyle bir bakarsak demokrasisi en üst düzey olan ülkelerde, örneğin İskandinav ülkeleri, suç oranlarının düşük olduğunu, eğitim seviyelerinin çok yüksek olduğunu, insanların yaşam refahlarının çok üst düzeyde olduğunu görebiliyoruz. Ama tam ters demokrasi düzeyindeki Kuzey Kore gibi ülkelere bakarsak demokrasinin ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anlayabiliriz. Kuzey Kore’de demokrasi tamamen rafa kaldırılmış haldedir ve tüm yetki liderin elindedir, o istemediği sürece hiç kimse karşıt görüş savunamaz. Karşı görüşte olanların da çok ağır cezalara çarptırıldığını duyuyoruz. Yani demokrasi yoksa yaşam da bir o kadar zordur.
Sonuç olarak demokrasimizin ve buna bağlı olarak ülkemizin daha ileri gitmesi, eğitim seviyesini ileri götürmesi ile olacaktır. Yeniliklere her zaman ayak uydurup, eksik noktaları hızlıca tamamlamak ve bilimin önderliğinde eğitim sistemimizi geliştirmek ülkemizin en önemli işlerinin başında geliyor. Demokrasinin gelişmesinde en önemli nokta çağdaş bir eğitim sistemidir. Gelecekte daha güçlü var olmak için sadece tüketen değil her alanda var gücümüzle öncü üretimler gerçekleştiren bir ülke olmamız dileğiyle, amacımız her zaman güçlü bir demokrasiyi yaşatmaktır. Sağlıcakla kalın.
Ecz. Serkan Gül Kahramanmaraş Eczacılar Odası Hakan Coşkun Elbistan Oda Temsilcisi