Elektrik direklerine temasını engellemek ve olası tehlikelere karşı önlem almak için yetkililer tarafından yüzlerce ağacın, yaz ortasında rast gele odun biçerler ile kesilmesi tepkileri de beraberinde getirdi. Bir yıl önce yaşanan ağaç kıyımına bir yenisi daha eklendi. Yani bir anlamda “Kestiler Kestiler Bitiremediler Ağaçları ve Yeşili! Yine Kestiler Gittiler!”

                Saatlerce süren çalışmalar (!) ve buna ek olarak yüzlerce ev ve işyerinde oluşan elektrik kesintileri vatandaşı çileden çıkarırken, enerji hatlarını yer altına almak varken, yüzlerce ağacı biçmenin hangi mantığa daha kaç yıl sığacağını sorguluyorlar. Yapılan sert eleştirilerde ise, “Efendiler önlemin adı ne zamandır yeşil ağaçlara kıymak oldu. Ağaç katliamına tedbir demek ne kadar doğru?” değerlendirmeleri yer alıyor.

                Elbistan’da trajikomik gelişme bir kez daha yaşandı. Şehir içi ana caddelerde yer alan ağaçları özgürce doğaya salınması, odun biçerlerle engellendi. Uzayan ağaç dallarının elektrik direklerine değerek olası enerji kazalarını önlemek ve yaşanabilecek tehlikeleri engellemek adına yüzlerce ağaç yaz ortasında kesildi. Özellikle Pınarbaşı Caddesi üzerinde yer alan güzelim ağaçlar, boy atmışken ve doğanın yeşil sembolü olmanın güzelliğini yansıtırken rast gele tedbir adına biçilmesi büyük halk arasında büyük infial yarattı.

                Yaz ortasında rast gele odun biçerlerle gövdeden ayrılan dallar yollara dökülürken, önemli cinsteki ağaçlar, bahçelerden sarkan meyve ağaçları ve özellikle çınar ağaçları tedbir adına bilinçsizliğe kurban ediliyorlar. Birçok vatandaş, ev sahibi ve yüzlerce iş yeri sahibi, “Bakım nedeniyle elektrik kesintisi” aldatmasına alet olurken, ev ve işyerlerinde saatler süren kesintiler yaşamı da ekonomik ve ruh sağlığı açısından olumsuz etkiliyor.

                Yapılan haklı eleştirilerde ise vatandaşlar görüşlerini, dileklerini ve düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyorlar:

                “Elbette enerji ve iş kazalarına karşı tedbir almak doğru ve yerinde bir karar. Ancak her yıl tam oluşmuş ve olgunlaşmış ağaçlar boy atarken, neredeyse dörtte üçünün odun keserlerle biçilerek atılması ne kadar doğru, ne kadar anlaşılır? Tamam tedbir için olması gereken bir çalışma ama bunun çaresi hep büyüyen ağaçların neredeyse tamamını her yıl kesecek miyiz? Türkiye ve Dünya, yeşile muhtaçken ve doğaya kucak açmışken, yüzlerce ağaçtan tonlarca bölüm kesmek mantığın neresine sığar.

                Kesilen ve caddelere atılan tonlarca mecburen kesilmiş ağaç belki birkaç gariban insanın odun ihtiyacını karşılayıp kısmen de olsa onları sevindirir.  Ancak yetişmiş bir ağacı böyle ilkel düşünce ile biçmek doğru bir karar mıdır? Elbistan’da yıllar önce başlayan ve sonrasında ne olduğu bilinmeyen bir nedenle enerji hatlarının yer altına alınma projesi rafa mı kalktı?

                Tedbir diye yapılan çalışmaların, yeşil ağacı yok etme derecesinde kesilmesi, araçlarla maddi ve manevi çaba sarf edilmesi, meydana gelen iş ve enerji kazalarındaki masraf ile zaten yer altı çalışmaları yapılabilir. Yıllar önce Elbistan’ın büyük bir oranında yer altına alınan enerji hatlarını yeniden yer altına almak için, yetkililer, ilgililer, siyasiler ve dağıtıcı firma neden bir “Memleket Sevdası!” adına bunu düşünmez.

                Yeşil hayattır, yeşil doğanın olmazsa olmazıdır, yeşil nefestir, yeşil onlarca canlının yanı sıra insana sağlıktır, mirastır. Onlarca yılda dev ağaç olan yeşillikleri kesmek, biçmek, önlem adın aslında doğaya kıymaktır.  Yetkililer, ilgililer, dağıtıcı firmalar, siyasiler, ben buyum, ben şuyum diyenler. Aslında bu katliamın adına tedbir demek büyük haksızlık ve günahtır.

                Yapılan çalışmalar(!) sonunda, aynı cadde üzerinde karşı tarafta yer altına alınan enerji hatları nedeniyle ağaçlar boy sürdü, hizmeti ve mantığı unutarak ilkel yöntemlerle tedbir diye caddenin diğer tarafındaki ağaçlar biçildi ve köse bir odun yığını olarak kaldı. Yüzlerce ağaç hak etmediği bir halde odun olma yolculuğuna başladı.”

                Haber çalışması ve fotoğraf çekimlerinde konuştuğumuz işçiler ise bize yönelttikleri “Nasıl manşet atacaksınız?” sorusuna, “Yine Kestiler Gittiler” yanıtını alınca, şaşkın ve memnun bir tavır sergileyerek, yaptıkları çalışmanın mantıksızlığına onay vermiş oldular. Bazı işçiler ise yoldan geçen vatandaşların bakışları ve gözlemleri karşısında çaresiz ve sessiz kaldılar.