CHP Elbistan İlçe Başkanlığı düzenlediği basın toplantısı ile kamuoyuna bilgilendirmelerde bulundu. İlçe Başkanı Av. Tayfun Barış Arslan, konuşmasında,  Genel Seçimlerin Türkiye için hayati bir konuma sahip olduğunu söyledi. CHP Seçim Komisyonu Başkanı Hanifi Kilitçioğlu ise açıklamalarında, AK Parti iktidarını eleştirerek, “İyi yönetselerdi seçime gitmezlerdi” dedi.

CHP Elbistan Seçim Komisyonu Başkanı Hanifi Kilitçioğlu 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’ne ilişkin olarak ilginç ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. CHP Elbistan İlçe Başkanlığında gerçekleşen toplantıya, CHP Elbistan İlçe Başkanı Av. Tayfun Barış Arslan, CHP Elbistan Kadın Kolları Başkanı Fidan Aytaç ve partililer katıldı.

CHP Elbistan İlçe Başkanı Av. Tayfun Barış Arslan’ın 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin Türkiye’nin geleceği açısından çok büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti.

CHP Elbistan Seçim Komisyonu Başkanı Hanifi Kilitçioğlu, Türkiye’nin seçim sürecine girmesinin nedenlerine değindi. ‘Türkiye, iyi yönetiliyor olsaydı yönetenler seçime gitmezlerdi zaten’ diyen Kilitçioğlu, şunları söyledi:

“Bu gün içine girdiğimiz, seçim sürecine sebep ve sonuçları ile değerlendirdiğimizde daha akılcı ve daha vicdani oy kullanmamız mümkün olacaktır. Seçimler farklı görüşlere sahip partilerin milletten belli bir süre yetki istemesi amacıyla yapılır. Bir parti iktidardaysa ve henüz milletten aldığı yetki süresinin tamamlanmasına 18 ay varsa, üstelikte TBMM'de her istediği kanunu çıkarabilecek çoğunluğa sahipken. Erken seçim dayatmasında bulunuyorsa bu hizmet süresi istemenin ötesinde bir gerçekliği ortaya koyar.

Çok uzun bir süre öncesini değil sadece bundan bir ay öncesini düşününüz. AKP genel başkanı, partisinin ilçe kongrelerinde, metal yorgunluğu kalmadığını kadrolarını yenilediğini, seçimlerin kesinlikle zamanında yapılacağını erken seçimlerin gelişmemiş ülkelerin geleneği olduğunu söylüyordu. Peki, ne oldu da baskın bir seçim kararı aldılar? Hem istikrar sürsün Türkiye büyüsün şiarıyla hareket edip, hem milleti beka sorunu ile tehdit etmeleri çelişki değil midir? Bu baskı ve tehdit ile OHAL'de seçime gitmek daha 18 ay gibi bir görev süreleri varken, yeniden yetki ve görev istemeleri amiyane bir tabirle abes değil midir?

Cevabını sorarsanız çok açık; bu gün Doların ve dövizin önlemez yükselişi ekonomide ki berbat tablo, artan işsizlik, yükselen enflasyon, başkaldıran yoksulluk vatandaşın alım gücünün her gün biraz daha düşmesidir. Ama bunların derdi ne sefalet ne yoksulluk. Bunların vatandaşı düşünmek gibi bir derdi yok. 16 Nisan referandumunda meşru olmayan ama elde ettikleri sonucu bir an önce tek adam rejimine dönüştürmek, milletin bekası değil kendi bekalarını temin etmektir. Çünkü çürümüşlüklerinin kokusunu gizleyemez haldeler.

Apar topar aldıkları seçim kararı ile İYİ Parti’yi seçime sokmamak asıl niyetleri olmakla beraber MHP'ye verdikleri siyasi rüşvet ile faşizmi pekiştirmekti. Diğer partilerin farklı görüşleri dolayısıyla bir araya gelemeyeceğini düşünen siyasi iktidar. Önce Genel başkanımızın demokrasiye olan inancına takılmış, İYİ Parti konusunda yansımış daha sonrasında İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin söz konusu vatansa gerisi teferruattır anlayışını kestiremediler. Sonuç itibariyle Gideceklerini anladılar hırçınlaştılar, kimyaları bozuldu saldırıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Millet İttifakı inisiyatifi ele almış Türkiye Cumhuriyetini Ortadoğu ülkeleri gibi emperyalizmin bataklığı haline getirmelerine izin vermeyecektir.

Türkiye Cumhuriyetini içinde bulunduğu bu bataklıktan çıkaracak olan yine Atatürkçü düşünce Kuvayi Milliye ruhu yani CHP yani kuran ve kurtaran partidir. Kurucu felsefedir. CHP olarak tekrar parlamenter rejime dönmeyi hedef olarak belirlemiş, Türkiye'de kaybolan huzuru, aranan barışı, katledilen hukuku, yok edilen adaleti, ortadan kaldırılan demokrasiyi yeniden tesis etmek için; 24 Haziran 2018’deki seçimlerde, partimizin gençlik kollarında yetişen, siyasi hayatı boyunda üzerinde tekbir şaibe bulunmayan Sayın Muharrem İnce’yi 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermiştir.

Bölgemiz Kahramanmaraş’ta ise, milletvekili olamamasına karşın bölgemizin sorunlarını yakından takip eden ilgilenen, rozetsiz ve mazbatasız milletvekili atom karınca Sayın Ali Öztunç önderliğinde genç dinamik pırıl pırıl bir kadro ile demokrasi mücadelesi verecektir. Tarihi bir dönemeçteyiz. Siz tek adam rejimi diktatörlük mü istiyorsunuz, parlamenter demokrasi mi? Kendisine oy verenleri millet vermeyenleri illet sayanlarımı, yoksa seksen bir milyonu kucaklayanları mı istiyorsunuz? Et, mercimek, kuru fasulye ithal edenlerimi istiyorsunuz, tarım ve hayvancılığı ayağa kaldırmak isteyenleri mi istiyorsunuz? Yatlara ucuz mazot verenleri mi, yoksa çiftçiye ucuz mazot verenleri mi istiyorsunuz? Fabrika satanları mı istiyorsunuz, fabrika açmayı vaat edenleri mi istiyorsunuz? ABD kandil gecesi Suriye'yi bombalarken alkışlayanları mı, yoksa lanetleyenleri mi istiyorsunuz? Önce parti önce iktidar diyenlerimi, yoksa önce vatan önce millet diyenlerimi istiyorsunuz? 24 Haziran'da işte bu ve benzeri birçok sorunun cevabını vereceksiniz.

Oy kullanmaya giderken kimlik belgenizi ve vicdanınızı almanızı şiddetle tavsiye diyoruz. Diyeceğiz ki iyi yönetiliyor olsaydı yönetenler seçime gitmezlerdi zaten. Kötü yönetenleri seçmekte akla ve mantığa ters düşmektedir. Madem onlar seçim kararı almakla iyi yönetemediklerini itiraf ettiler bizler de gereken cevabı sandıkta vermeliyiz. Biz inanıyoruz ki sevgi, barış ve emekten yana olanlar bu seçimin galibi olacaktır. 16 Nisan rezaleti, tek adam rejimi Sayın Muharrem İnce önderliğinde tarihin çöplüğüne atacaktır. 16 Nisan öncesindeki eksiklikler giderilecek daha güçlü bir parlamenter demokrasi geleceğimizin teminatı olacaktır.”