Ömür Begalı Hanım, bu güzel şiirinden sonra yine kendisi gibi Kırgızistan'dan gelen Çınara Sarbagyshova Hanımefendi’nin yanına oturdu. 1969 Toktogul doğumlu olan Çınara Sarbagyshova, "Kırgız Tili" toplumunun Onursal belgesi, Aytiş Kamu Vakfı'nın Onursal belgesi ile ödüllendirildi.
Kırgız Cumhuriyeti Kültür, bilgi ve Turizm Bakanlığı onur belgesi, 2014 yılı için "Kırgız Koçu" vatanseverler grubunun teşekkür belgesi, 2015 yılı için "Kırgız Akın-Yazıcılar" kamu Fonu onur belgesi.
2016 yılında Kalemger edebiyat kulübü diploması, "Apastovsky Zheynakov" kamu Vakfı onur belgesi, 2018 yılında diploma " Kırgızistan ve Ak-Deniz ülkelerinin kadınları ve bazı kurumlar tarafından düzenlenen yılın en iyi şairi ödülleri gibi , birçok kez ödüllendirildi ve ben bu derece güçlü kadınları her gördüğümde aklıma Şerife Bacı, Nene hatun, Halime çavuş..... Ve suçsuz yere Ruslar tarafından idam edilen küçük oğlu Kamçıbek'in idam sehpasında olduğu sırada, oğluna dünya gözüyle son kez bakıp: “Oğlum, lütfen metin ol. Metanetini kaybetme, ecdadımızda sıcak yatağında vefat eden kimse var mı? Sen şehit olarak gidiyorsun. Bu rütbe herkese nasip olmaz, unutma!” diyen
1811 yılında Oş şehri yakınlarındaki Madı köyünde doğup 1832 yılında Altay Kırgızlarının lideri olan Alimbek Datka ile ikinci evliğini yapmış ve bu evlikte yedi evlat sahibi olmuş, 1862 yılında eşi Alimbek’in bir suikast sonucu Şehit düşmesi ile birlikte de güneydeki Kırgızların başına geçen Altay Kanikesi (Altay Kraliçesi)
Kurmancan Datka'yı hatırlarım.
Kurmancan Datka: İlk olarak çevresinde “batur” denilen 10 bin savaşçı genci kısa sürede toplamayı başarıp, Güney Kırgızistan’daki Alay bölgesinin idaresini eline geçirdi. Otoritesini Buhara ve Hokand Hanlıkları'na da kabul ettirdi. Fakat o dönem Rus İmparatorluğunun Orta Asya’ya yayıldığı ve büyük askeri olanaklarla yerel halkları kendisine bağladığı yıllardır. Üstelik, Hokand, Hive ve Buhara Hanlıkları da birbirleriyle anlaşmazlık içindedir. 1877 yılında Ruslar, Kurmancan’ın yönetimindeki Alay vadisine ulaştı.
Bu noktada, Kurmancan Datka'nın siyasi yetenekleri ön plana çıktı. Kurmancan büyük Rus birlikleriyle savaşa girip halkını kırdırmak yerine, işgal güçlerinin komutanıyla uzlaşıp, barış içinde yaşama yolunu seçti. Anlaşma yaparken General Skobelev'in tercümanına dönerek:
''Tercüman bey, söyleyin sayın generale, hangi durumda olursak olalım, biz ülke sahibi, ev sahibiyiz. Anlatınız. Biz sizi kendi evimizde karşılamak istiyoruz. Çok uzak değil. İşte şu Madı köyünde. O yerde, kendi başköşemizde, rahat konuşarak geriye kalan sözümüzü tamamlayalım''
Kararlaştırıldığı gibi anlaşma, Kurmancan Datka'nın kendi mekânında yapıldı. Bu hareketi biraz teslimiyetçi bir davranış olarak görünse de aslında büyük bir başarıdır. Çünkü halk bitap bir vaziyet içindeydi. Kurmancan’ın bu hamlesi halkın bir nebze dahi olsa rahat nefes almasını sağlamıştır. Kurmancan bu karşılıklı anlaşma sayesinde Altay üzerinden Pamir’e kadar uzanan sahanın bağımsızlığını ve geleceğini garanti altına aldı ve ölümüne kadar bu sahayı idare etti.
Kurmancan Datka'nın General Skobelev ile imzaladığı anlaşma metninde ise: - Eski hanlığın karargahının yine önceki şekline uygun düzenlenmesi, iki taraf için de uygun olmaz.
- Yedi şehirli Hokand ülkeleri ile Rus İmparatorluğu’nun istiklali altında iki tarafın birleştiği kabul edilmiştir.
- Yerli halkın hayat tarzına, sahip olduğu dinine Rus idaresi tarafından hiçbir şekilde bir baskı uygulanmayacaktır.
- İsyan olursa bütün halk değil sadece isyan edenler cezalandırılacaktır. Ele geçen ya da bizzat kendi gelerek suçunu itiraf edenler, azad edilecek; sürgün edilen ancak kaçan halka tekrar kendi ülkelerine dönmelerine sakin bir hayat sürmeleri şartıyla izin verilecektir. Maddeleri yer aldı.
Kurmancan bu anlaşmayla 1907 yılında vefat edinceye kadar tam otuz yıl Kırgız halkının başında bulundu.Ölmeden öncede bıraktığı vasiyeti ise tüm Türk milletine bir yol haritası gibi aşşağıda ki şekliyle emanet edildi.
"Dostlarım, halkım-milletim, evlatlarım
Yakın gibi, dönülmez yola gideceklerim
Yaşlınla- gencinle meşgul ol, kulak ver
İşte bunlar, vasiyet edip söyleyeceklerim
Ezelden Kırgız olarak yaratılmış
Ala-Too’nun arasına dağılmış
Adigine ’nin, Tagayım ’ın çocukları
Aklı ile gayretine güvenmiş
Kızılları kırmak için gazalarda çekilmeden
Yıkılsak da bir düşmana yenilmeden
Er Manas’ın tuğunu yüksek tuttuk
Yiğitlikle eğerimiz eğilmeden
Savaş ile geçti nice zamanlar
Uykusunu böldü halkın katliamlar
Yeter! Artık kan dökme dursun
Nesli çoğalıp büyüsün gelişsin Kırgızlar
Eskisi gibi sağ ile sol birleşip
Şura kursun karşı karşıya oturup
Tartışsın ata yurdun kaderini
Ne zaman ki tehlike tepesinde durup
Sağ ile sol, fikirde birleşmezsek
Hakarete uğramaz mı Kalpak ile Eleçek
Üstümüzden kara bulut gider mi?
Halkımızı bekliyor nasıl bir gelecek
Uyanık olun zaman başka şart başka
Arkamız yok atın başını çek başka
Akıl edip birazcık kımıldamazsak
Ansızın takılıp kalmayalım sert taşa
Hürriyete gider şimdi tek bir yol
Lazım bize Hokand ile birleşmek
Kılıç değil, komuz vurarak boyun eğdirip
En büyük ihtiyaç rus ile dost olmak
Dostlarım, halkım-milletim, evlatlarım
Yakın gibi, dönülmez yola gideceklerim
Yaşlınla-gencinle meşgul ol, kulak ver
İşte bunlar, hepinize söyleyeceklerim
Göremezsem dünyayı, gökyüzünü, yıldızı
İçemezsem ot kokan (o güzeli ) kımızı
Hepsini getirip, çağırın sağ’ı, sol ’u
Ölümüm bile birleştirsin Kırgız'ı"
Diyen Kurmancan’ın vefatının ardından ise bölge küçük bölümlere ayrıldı ve Kurmancan’ın soyundan gelenlere yönetim izni verilmedi.
Cahit GÜNAY Şair-Yazar & Gönül Elçisi