Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sonsuzluğa göç edişinin 78. yılında Elbistan'da düzenlenen kapsamlı törenlerle bir kez daha saygı ve şükranla anıldı. Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı önünde gerçekleşen anma programında Büyük Önder Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti devletine sevgi ve sadakat bir kez daha sergilendi.

Cumhuriyet Meydanı Atatürk anıtı önünde gerçekleşen anma programına; Elbistan Kaymakamı Tuncay Akkoyun, Garnizon Komutanı Üsteğmen Vural Ekiz, Belediye Başkan Yardımcısı Kahraman Koç, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cumhuriyet Savcısı Cemil Kuş, Emniyet Müdürü Barış Murat Başol, Milli Eğitim Müdürü Kürşat Bayazıt, CHP Elbistan İlçe Başkanı Av. İnan Bulut, MHP Elbistan İlçe Başkanı Ali Demir, CHP Elbistan Kadın Kolları Başkanı Fidan Aytaç, daire amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. 

Saat 09.05 te başlayan 2dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Saygı duruşunda itfaiye, ambulans ve caddelerde bulunan araçlar siren ve korna sesleri ile manevi duyguya ortak oldular. Saygı duruşu sonunda ise 10 Kasım Anma Programı çerçevesinde Türk Bayrağı gönderde yarıya indirildi. Siren sesleri eşliğinde gerçekleşen saygı duruşunda yoldan geçen vatandaşlar ve evlerinin balkonlarında yer alan vatandaşlar bu manevi birlikteliğe eşlik ettiler.

Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı önündeki programın ardından Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde daha kapsamlı bir program gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan okul müdürü İlyas Gezer, duygularını şöyle dile getirdi:

“Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 78. yıldönümünde kendisini anmak onun mirasına olan minnettarlığımızı ifade etmek için toplanmış bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal vatanına, milletine çok yüce duygularla bağlı; vatanı ve milleti her şeyin üstünde tutan kendini millete adamış büyük bir komutandı. Askeri, siyasi ve eğitim alanlarında birçok inkılap gerçekleştirmiştir. Atatürk'e göre eğitim, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.

 Mustafa Kemal, gerek içeride gerekse dışarıda kim Türk milletinin hasmı olmuşsa daima karşısına dikilmiştir. Millete namlusunu çeviren hainler daima tarihe karışmıştır; ancak vatanın ekmeğini yiyip suyunu içen sonra da vatandaşa silah çevirenleri bu millet hiçbir zaman unutmamıştır. Kendi milletinden uzak düşenler, şanlı tarihimize kara bir leke olarak yazılacaktır. Sen ebedi istirahatgahında rahat uyu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bizler emanetin olan Türkiye Cumhuriyetine, Türk demokrasisine, ilke ve inkılaplarına her zamanki gibi gönülden bağlı kalacağız. Mustafa Kemal, Türk çocuğuna, gencine, yaşlısına polisine, askerine çok güvenirdi. Özellikle peygamber ocağımız orduya ayrı bir ehemmiyet verirdi. Çünkü milletin gözbebeği Türk ordusunu milletin teminatı, güvenliğimizin sigortası olarak görürdü.

Yaşamını millete adayan Mustafa Kemal savaştaki başarılarıyla büyük bir komutandı aynı zamanda. 1908'de binbaşı iken siyasete batmış ittihatçıların kongresinde bakın ne demişti: Ufukta tehlike bulutları görüyorum. Ordunun siyasete karışma işi artık bitmelidir. Asker kışlasına, siyasetçi siyaset sahnesine dönmezse her şey mahvolur. Bu konuşmasında ordu-siyaset ilişkisini çok net bir şekilde ortaya koymuştur.

Büyük komutan Mustafa Kemal 19 Kasım 1918 tarihinde Minber gazetesine verdiği röportajda 'Siyasi durum hakkındaki görüşleriniz nedir sorusuna; ‘Ben bir askerim, siyasetle ilgilenmem. Bütün hayatım Trablusgarp'ta, Balkanlar'da, Anadolu'da savaşla geçti. Siyaset ordunun değil siyasetçinin işidir. Ordunun işi vatanı savunmak memleketi idare edenlerin verecekleri karara göre faaliyete geçmektir’ şeklinde cevap vermiştir.   Mustafa Kemal'in bu cümleleri doğru anlaşılmış olsaydı ve sözde değil özde Atatürkçü olunsaydı onun fikirleri yaşatır ve uygulanırdı. Bu memlekette ne 1960, ne 12 Mart, ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de 15 Temmuz yaşanırdı. Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete intikal etmiş tüm şehit ve gazilerimizi minnet, şükran ve rahmetle bir kez daha yâd ediyorum.”

Anlamlı konuşmanın ardından öğrenciler ve öğretenler tarafından hazırlanan 10 Kasım programı davetlilere sunuldu. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 78. yıldönümü programı adına yakışan değerlerle bir kez daha yansıtıldı.